16 Nis 2010

Jim Jarmusch


Bağımsız filmleriyle nam salan ABD’li karizmatik bir yönetmendir kendisi. Neden karizmatik? Ağır duruşu, tipi, tarzı, ayrıca filmlerinin hayranlık uyandırması bir yana, seçtiği oyuncular da hiç sıradan değil, seyircinin ulaşılmaz sandığı kişileri derin bir felsefesi olan filmlerle yeniden sunmasından belki de. Ayrıca tarz olarak kendisini pek beğenirim, uzun uzadıya Serge' mi yoksa Jim' mi diye düşünmüşlüğüm vardır. Serge Gainsbourg'sa apayrı bir konu tabi, onu tek bi satıra sığdırmam mümkün değil.

Bazı filmler vardır, olağan bir yavaşlıkta ilerler, ama Hollywood’un geleneksel yöntemini benimsemiş seyirci ha gayret diye yerinde ıkınır, sonunda sıkılır.. Hatta ülkemizde bu seyirci topluluğu öyle bir söylem geliştirmiştir ki şaşar kalırsınız, yavaş ilerleyen filmler onlara göre “nuri bilge filmleri gibi” diye adlandırılır. Jarmusch filmleri de bu seyirciye göre değildir, derin bir felsefesi vardır, anlayanınadır..

Dolayısıyla Jim Jarmusch filmlerinden öyle büyük atraksiyonlar beklemek büyük bir hata olur, film bittiğinde illa ki kahve makinenizi çalıştırır, bi kenara birkaç not düşmek ister, derin düşüncelere dalarsınız, tabi hepsi müzik eşliğinde olur.

Kendisi önce müzikle yakınlaşmış, yazdığı şiirleri bestelermiş, grup kurmuş ama sonra sinemaya yönelmiş, iyi bir tercih yapmış, zira çektiği filmlerde müzik olmazsa olmazı gibi duruyor..

New York University ‘de sinema okurken, bi anda okulu bırakma kararı alıyor ve nedenini de “Bana öğrettikleri şeylerin bir çoğunu bilmemeliydim” diye ifade ediyor, zira bu cümlesinden de anlaşılıyor farklı bir yönetmen olduğu. Hatta sırf bu cümlesinden ötürü bile tapınabilirim kendisine. Bu okuldan aldığı ilk bursunun tamamını da ilk filmi “Permanent Vacation” için harcamış, ardından “Stranger Than Paradise” gelmiş ve bu filmle de kendisi bir çok ödülün yanı sıra Cannes’ da “altın kamera” ödülünü almış..

Bana göre kendisinin en önemli filmi, önce uzun aralıklarla kısa filmler şeklinde çektiği sonra “Coffee and Cigarettes” adıyla toparladığı, adından da anlaşılacağı üzere başrollerini ünlü müzisyenler ve oyuncuların yanı sıra kahve ve sigaranın aldığı müthiş projesidir.. Ki ayrı bir yazı konusudur.. Defalarca adını burda geçirdiğim, orda burda hakkında ahkam kesip durduğum bir başyapıttır bana göre.

İlk kez izleyecek olanlara tavsiyem, "Coffee and Cigarettes" ve "Broken Flowers" olabilir. Broken Flowers'ta muazzam aktör Bill Murray döktürmüştür, Coffee and Cigarettes'te de görmek mümkündür kendisini, ayrıca şurada filmi daha uzun uzadıya anlattım, ilgilenenler bakabilir.

0 yorum: