20 Ara 2012

Dot / altın ejderha


Epey zamandır tiyatroya gitmiyorduk, insan bağlandı mı gitmeden duramıyor, ara verip işi gücü bahane edince de epey kopuyorsun, en azından biz de böyle..
Geçen seneden beri Dot sayıklıyordum zaten, normalde çok ileri tarihli oyun, konser, vs alamıyorum iş gereği, ne zaman ne kadar çalışacağım pek belli olmuyor ama bu sefer kararttım gözümü, konu da çekici gelince aldım biletleri.

Dün önden gidip Cihangir Savoy' da rakı balık yaptık, ardından uçmamayı başararak G-Mall' a geçtik. Biletleri Biletix yerine Dot' u arayarak telefon yoluyla almıştım, Biletix diye tutturmayanlardanım, gayet de sorunsuz oldu,, zira biletleri de oyun başlamadan hemen önce teslim alabiliyorsun.

Gelelim oyunumuza.. Oyun bir apartmanın en alt katındaki Çin-Thai-Vietnam lokantasında başlıyor, mutfakta 4 kişi harıl harıl yemek pişirip müşterilere bilmemne soslu dana etini yetiştirmeye çalışırken bir de kaçak olarak yanlarında çalışan küçük çocuğun ağrıyan dişi ile uğraşıp dururlar, ardından başlarız apartman dairelerini tek tek gezmeye, hikayelerini dinlemeye..

Oyun insana baya hoş bir vakit geçiriyor o bir gerçek, ancak o oyuncular, o roller, o anlık değişimler falan off! Özellikle Ece Dizdar' dan gözlerimi alamadığımı belirtmem gerek. Yaptığı her bir mimik, ses tonu, baya şahane bir oyuncu.

Oyunu Serkan Salihoğlu yönetmiş. Oyuncular Deniz Türkali, Köksal Engür, Ece Dizdar, Enis Arıkan ve Saim Karakale.

Şimdi ben izninizle bir zencefilli, fasülyeli, soya filizli, bambulu, limon yapraklı, limon otlu ve çok acı kırmızı hindistan cevizi soslu, Tayland usulü fırında çıtır tavuk siparişini vermek istiyorum. -sessizlik!-

Oyun fotoğrafları ve tanıtım yazısı 

11 Ara 2012

hafiflemek?

Bugün bayadır yapamadığım bir şey yaptım, hiçbir şey!! O kadar huzur verdi ki bu bana anlatamam, yüzümdeki o aptal sırıtışı görmenizi isterdim. Tabi hiçbir şeyden kastım, haftanın tek tatil günü olduğunu unutarak, ordan oraya koşturmadan, zamanın tadını çıkartmak idi, canım ne isterse onu yapacaktım yani, uzun zamandır yapamadığım bir şey, örneğin, ev keyfi!

Sabah nefis bir hava vardı, yıllar sonra ilk kez sabah yürüyüşüne çıktım,


 Yürüyüşten geldim, kahvemi fokurdatıp ekmeklerimi kızarttım,



 sonra yastıkların içinde pofur pofur kitap okudum. Oh be dünya hakikaten de varmış!


3 Ara 2012

Aslı ve Sureti

Kişisel gelişim kitabı okuyamayanlardanım. Hakikaten şöyle bir sayfalarını bile karıştıramıyorum, daralıyorum, ders kitabı okuyormuşum hissi uyandırdığından belki de. Bana roman olsun, kaybolayım yazarın hayalgücünün derinliklerinde falan, yeter bana.


Ancak, tüm bu histerimi kırmama sebebiyet veren bir kitap okudum geçen hafta. Ne mutlu bana, tam da kafayı şu -dünyalara sığdıramadığım karamsarlığıma- taktığım dönemde denk geldim. Aslında denk gelmedim, yazarlarından bir tanesi çocukluğumda baya zaman geçirip oyunlar oynadığım, bende sağlam bir yere sahip Duygu' cuğum. Kitabın çıktığını haber aldığımda olabildiğince kısa bir sürede sipariş verdim, vay be tanıdığım biri kitap yazdı hissiyatı ile:) Gelir gelmez de başladım okumaya. Kitabın tarzı çok hoşuma gitti öncelikle belirtmeliyim, Aslı isimli karakterimizin yaşadıklarını bir olumlu bir olumsuz bakış açısıyla okuyoruz, yani bir tarafta pozitif düşünen Aslı' nın yaşamının nereye gittiğinin, bir de aynı olaylar karşısında daha karamsar, olumsuz düşünen Aslı' nın o bakış açısıyla yaşamının nereye gittiğini. Yani olumlu düşünmenin faydaları gözümüze sokulmadan, şunu yap bunu yapma sıkıcılığına ve tekrarına düşmeden örneklerle roman tadında güzel bir hisle tamamlıyorsunuz okumanızı, o yüzden ciddi anlamda tavsiye ediyorum. Uzun zaman sonunda bir solukta okuyup bitirebildiğim bir kitabım oldu ne mutlu bana, bu enerjiyle bitiririm tüm bekleyen kitaplarımı ben (olumlu mu düşünmeye başladım ne? :) )

Bu arada kitabın ismi de çok zekice, emeği geçen herkese bir okur olarak teşekkür ediyorum, devamını diliyorum:)

Berna Turna Kara / Duygu Önler Erdör (kalp kalp) :)
Kitabın Twitter adresi
Aslı ve Sureti