13 Mar 2010

Hey dostum asi'yim anlamıyor musun!!


Ergenliği aşalı bin yıl oldu sanki ama yazasım var, engellemeyin. Az önce en pop'undan bi şarkı çarptı kulağıma mtv'de, allah dedim noluyoruz, bi anda beynim seneler öncesine kaymaya başladı, heyecan yaptım, ah be dedim, yazmalıyım bunları daha fazla unutmadan..

Öncelikle müsadenizle burdan ergenlere sesleniyorum, lütfen ergenliğinizin tadını çıkarın. Ben böylesine dolu dolu yaşanan, her günü ayrı bi bunalım olan yıllar silsilesi görmedim arkadaş. Bi ton günlüğüm var benim o yıllara dair, her açtığımda kahkaha atabildiğim. Hey allam, neler olmuş be. Yok o bana bakmamış, ay çok üzülmüşüm, bi şiir döşemişim, bana biri küsmüş aman umrumda mıymış, bi şarkı çıkmış capitol radio da delirmişim, kaydetmişim bininci kez üstünden geçilen kasete falan falan..

Şimdi düşünüyorum da hakkaten böyle dolu dolu yaşanan yıllardı benim için, çok sosyal değildim, odasında sivilceleriyle, radyosuyla, bi ton kitabıyla, kalemiyle, defteriyle mutlu olmaya çalışan bi kimseydim. 3-5 arkadaşım vardı , ama en has'ından. Şimdi ki gibi öyle tek kullanımlık arkadaşlıklardan değildi. Gençlik dergileri okurdum ya da kız dergileri falan, blue jean, hey girl vs. ne görsem, annemi arayıp isterdim, akşamı iple çekerdim.

O zamanlar en sevdiğim şey, okuyup çok beğendiğim bi kitabı onlarca kez bi daha okumaktı, delirirdim sevinçten, "kızım olmadan asla", "eroin", bilumum ipek ongun kitapları.. Şimdi hiç zevk vermiyor okuduğumu bi daha okumak. Zira hızına yetişemiyoruz yeni çıkan kitapların..
O zaman böyle kahve manyağı da değildim, böğürtlenli sallama çay beni mutlu ederdi..
Sonracıma, kendi sesimi kaydedip dinlerdim, dj'lik yapardım kendi çapımda. İngilizce o zamanlar bilmediğim için kulağa nası geliyosa öyle yazardım kağıda, ezberlerdim falan ahahah. Odama girmeye çalışan küçük kardeşi postalayıp işime bakardım. Bi de hep yaşıtlarımdan farklı olduğumu düşünürdüm, millet barbi bebek saçı tararken ben hep sanatla ilgilenmeyi tercih ederdim.. Bu da beni mutlu ederdi..

Hani bazen sinirleniyoruz ya teknoloji hayatımızı mahvetti dediklerinde, işte o zamanlarım aklıma geldikçe keşke bilgisayarlar bu kadar çekici olmasalardı diyorum.

O dönem bitince, üniversite yılları başladı, benim için çok güzel yıllardı, sürekli bi öğrenme telaşındaydım, elime ne geçerse okurdum, yine yazardım, yeni grupları takip ederdim, yine şanslıyım ki bana çok benzeyen yakın bi arkadaşım oldu ve oturup onunla saatlerce konuşup felsefe yapardık. Çok rahat, özgür bir kentte okudum üniversiteyi, Muğla'da. Gecenin bi körü saat 3-4 olsun Marmaris'ten dönerdik mesela, sokakta kimse yok, rahatsız etmek yok, taciz yok, -şimdi kafam önde yürümekten ne nerde hiç bilmem hala istanbul'da- mükemmel bi 4 sene geçirdim.

Sonrasında da iş hayatı işte, malumunuz.. Okuduğum kitap sayısını hızla azaltan, konuşacak konu sayısını hızla eriten, asosyalleştirip paranoyaklaştıran bi mevzu.. Çok girmek istemiyorum hazır ergen yıllarımı hatırlamış ve sevinmişken..
Yani diyeceğim o dur ki, sayın ergenler, "bunalımlar var", "off hayat çok sıkıcı", "hey dostum lanet olsun dünyaya" geyiklerini yapın ama keyfini de muhakkak çıkarın. Zira bi daha o yılların verdiği gazı hiçbir yerde bulamayacaksınız..

* Bu arada blogumun template i çok ergen geliyo gözüme bikaç zamandır, değiştirmek gerek.

10 yorum:

Bero dedi ki...

Süper bir konuya değinmişsin, yaz yaz bitmez.
Hatırladığım öyle çok şey var ki o dönemlere ait. Garip bir dönemdi. Mesela, azıcık makyaj yapmak istiyodum, yapınca ve insanlar "aa genç kız olmuşsun" dediklerinde çok utanıyordum. Ne büyüktüm, ne küçük. Üniversiteye girene kadar sürdü bu, sonrasında zaten büyük sanmaya başladım kendimi :)

ceren dedi ki...

yazacak çok şey var aslında di mi, bencede:) makyaj konusunda katılıyorum sana, zira bende yapsam ay acaba fazla mı kaçtı, yapmasam off çok kötüyüm falan diyodum, gerçi hala öyle de ahaha:)

l b dedi ki...

bunu okuyunca bi daha düşündüm. bırak kızım dedim, ceren de böyle söylüyo bak bu yılların keyfini çıkar.
benim açımdan mis gibi iç açan bi yazı oldu. ellerine sağlık.
okuduğum kitapları tekrar tekrar okuma alışkanlığımın normal bi şey olduğunu gördüm ya. ölsem de gam yemem artık.
sağolasın.

ceren dedi ki...

bırak tabi kızım yaa, valla keyfini çıkar, uç uçabildiğin kadar, bi daha gelmiyo o zamanlar (ah azizim çok yaşlanmış hissettim kendimi, bana noluyosa=)

Unknown dedi ki...

bir genç kızın gizli defteri var ya. insanlar alay eder, aşşağılar filan ya o kitabı.deli olurum. bana çok faydası olmuştu çünkü. annesi babası boşanan başkaları da varmış bu normalmiş diye düşünmemi sağlamıştı.
eroin i de ezbere biliyor olabilirim :) sayısını hatırlamıyorum.
hangi şarkıydı mtvde çalan??

ceren dedi ki...

bir genç kızın gizli defteri serilerini bende kaç kaç kez okudum hatırlamıyorum, hatta geçen sene mi ne yine bi kitabı çıktı da almamak için zor tuttum kendimi:) ipek ongun'la çok dalga geçerler falan ama aynen bende sana katılıyorum o yaştaki çocuklara, ergenlere inanılmaz faydaları olmuştur.hatta bana şu anki okuma zevkimi kazandıran kadındır ipek ongun bunu da gururla söylerim her zaman.

şarkı leann rimes'tan, can't fight the moonlight :))

talihsizlikler prensesi dedi ki...

cok eglendim okurken.İpek Ongun adlı şahsiyet ergen Türkiye'nin ergen dönemine damgasını vurmuş sanırım.Bu kadın sosyolojik olarak araştırılmalı.
Mugla'da okuyn cok arkadaşım var su an.Evet eglenceliymiş.

ceren dedi ki...

keşke ya, araştırılmasını hadi geçtim doğru dürüst bi röportajı bile yok son zamanlarda ipek ongun'un.
bu arada muğla cidden süperdir, arkadaşların değerini bilmeli=)

benimben dedi ki...

o günlükler de ipek ongun'un gazıydı di mi? ahah ben hala zaman zaman aynı gazi hissediyorum kendimde ama vücudum ruhumdan ileride yaşıyor zamanı, popomu kaldıramadığımdan gazımı başka yollarla atıyorum.
çok eğlendim yazını okurken :)

ceren dedi ki...

kesinlikle onun gazıydı:D ahaha ne gazmış be, yaz yaz bitmedi hala orda burda yarım yamalak kalan günlüklerim var, blog yazmaktan vakit kalamıyo zaten boşver:)