Bazen deliriyorum. evet. öylece otururken evde, ya da cafe' de bi anda geliyorlar bana diyorum ki kendi kendime "ne öğrendim ben, ne biliyorum, ne yapabiliyorum kendim adına, yetişmek adına vs vs"
boş oturmayı seviyorum ama bu demek olmuyor hiç bir zaman "mal gibi oturuyorum" otururken gözüm hep ya kitaplarda ya dvd' lerde ya müzik arşivinde ya da gazete üzerinde genelde. yani öylece de oturmuyorum aslında.
derdim var. bir değil. hayata karşı çok derdim var. ergenlikteki gibi 'sorunlarım var dostum' triplerinde değilim. kendi çapımda çabalıyorum, aşmak için, yetişmek için, konuşabilmek, yazmak için.
işte, tüm bunları düşündükçe deliresim geliyor birden, nerden başlamalıyım?
böyle durumlarda,
alıyorum elime bir kitap (genelde yeni)
müzik cd' si (genelde alternatif, jazz)
resim çiziyorum (bir felaket oluyor hepsi)
yazı yazıyorum (sayfalarca günlük)
yeni bir tarif deniyorum (fena olmuyor)
ve bunun gibi birtakım uğraşlar..
ama yetmiyor bazen. özellikle de bu aralar. açım. sanata, doğaya, dereye tepeye, müziğe, filmlere, dizilere, harflere, tınılara, resime..
daha ne yapabilirim bilmiyorum, bu açlığı nasıl bastırabilirim. birkaç gün önce de bahsettim ya (şahane tepkiler aldım, meğer ne de çokmuşuz sayı olarak!), öğrenmenin sonu yok, hani amacım zaten sona ulaşmak değil ama daha çok istiyorum, daha çok bilmek, daha çok konuşabilmek, yazabilmek. manyak mıyım? kimine göre.
yüzlerce defterim olsun mesela bir şeyler yazdığım, ev kitaptan yıkılsın, evimize sanat konuşmak için, bir felsefe akımını tartışmak için insanlar gelsinler, kibarca tartışılsın, beraber gidelim sergilere, filmlere, oyunlara. züppelik yapmayalım ama. insan olalım. bilmek her şey bazen ama bunu abuk subuk amaçlarla kirletmeyelim. ütopik mi? olabilir. keşke olmasa.
deliriyor muyum acaba.
9 yorum:
paul auster seni sarsmıs mı arkadasım:))
bence bütün insanların senin suan hıssettiğini hissettiği bazı dönemleri var..ama bunu herkes bambaska atlatıyor bakalım sen nasıl atlatacaksın..
Konuyla ilgili değil belki ama blog arka plan rengini daha okunabilir renk seçebilir misiniz:) harfleri seçerken zorlanıyorum...:)
Ben bunun bir dönem olduğunu düşünmüyorum. Sanatı o kadar seviyorsun ki, doymuyorsun. Öğrenmeyi çok seviyorsun, kendini yetersiz buluyorsun. Benim hayatım ve duygularım da hep bu yönde.
Dünyada bilgi ve sanattan daha aç olduğum bir şey bilmiyorum.
Az değiliz, birbirimizi bulursak daha da "özel" oluyor yaşamlarımız.
Demem o ki, laf olsun diye değil, seni gerçekten anlıyorum.
Sevgiyle.
"Bildiğim birşey varsa o da hiçbirşey bilmediğimdir", kim demişti unuttum:)) ama o noktadasın herhalde ve eminim çoğu kişinin buluşma noktası burası sonra herkes yoluna devam ediyor bu kör noktadan:) Ben de hissetmiştim sonr boşverdim herşeyi de bilemem ki canım:)) ama enazından düne göre birşey fazla biliyorum değilmi:)))
kiraz çekirdeği, arka plan beyaz ama farklı mı çıkıyor? ya da bu haliyle mi okunmuyor? farkında değilim, aydınlatırsan sevinirim:)
ayça, auster hem de nasıl sarstı:) geçici olmamasını umuyorum ama, keşke herkes hissedebilse bu duyguyu, etrafta o kadar boş insan var ki, sende muhakkak rastlayıp rahatsız oluyorsundur eminim.
özge, çok haklısın özellikle bir başkasını daha bulursan daha da anlamlanıyor sanki tüm bunlar. yazdıkların gerçekten hoşuma gitti, aynen laf olsun diye de değil.)
sinem, seninde çılgın, doyumsuz bir araştırmacı kimliğin olduğunu biliyorum, zira blogundan bile belli:) sokrates'e de burdan bir saygı duruşu.)
Bazen öyle bir an geliyor ki yetmiyor.Ne okula giderek ne de kitap okuyarak yetinebiliyor insan.Bir şeyler öğrenebileceği insanlar arıyor yanında,onlarla saatlerce konuşmak istiyor.Seni çok iyi anlıyorum.Çünkü aynı hisleri ben de yaşıyorum.Asla yetinmemeli,tamam dememeli ama :)
Ceren; arka plan en son pasajda hep siyah, yazılar gri görünüyor, okurken zorlanıyorum, aşağıdaki postlarda en altta yine siyah ama yazının olduğu yerde beyaz olduğu için okuyabiliyorum... Sorun benim PC de mi emin olamadım...
Ütopyana ortağım sevgili Ceren :)
"İnsan hayâl ettikçe yaşar" ya nihayetinde. Yaşayalım o zaman.
Sevgi ve selâm ile.
"...ev kitaptan yıkılsın, evimize sanat konuşmak için, bir felsefe akımını tartışmak için insanlar gelsinler, kibarca tartışılsın, beraber gidelim sergilere, filmlere, oyunlara. züppelik yapmayalım ama. insan olalım. bilmek her şey bazen ama bunu abuk subuk amaçlarla kirletmeyelim. ütopik mi?Olabilir.Keşke olmasa" Ben de biryerlere böyle birşey yazmıştım bir keresinde. :) VE ESKİDEN İNSANLAR BÖYLE YAPIYORLARMIŞ GERÇEKTEN. BÖYLE "SOSYALLEŞİYORLARDI" HATTA. DEMEK Kİ ÜTOPİK DEĞİL
SADECE BİRARAYA GELMEK GEREK:)
Yorum Gönder