24 Haz 2011

Başucunda Bekleyenler

Bazen 5 sayfa okuyup uyumak lüks oluyor insana veya sakin bir ortamda yemek yerken okumak, bazen düşünebilmek, dinleyebilmek karşındakini sözünü kesmeden falan. İlkini ele almak gerekirse; evet bazen 5 sayfa okuyup uykuya dalabiliyorum, müthiş bir tatmin yaşıyorum uyurken, ohh bugün de boş geçmedi diyerek:) Bazen de hemen başucumdaki kitap silsilesini görünce gülüyorum kendime, yarım bırakılmış, bir gün okunacak elbet umuduyla başucunda bekletilen o silsileye. Şöyle bir bakalım madem hepsine:

Ayfer Tunç "Bir Deliler Evinin YalanYanlış Anlatılan Kısa Tarihi" . Bu kitap işe başlamadan önce alınmış ve başlanmıştı tarafımca, ancak işe girdikten sonra muhtemelen ben bunu bu kafayla okuyamam dedim, az çok inat ettim tabi okumakta ama 3 sayfa bir gün, 2 sayfa diğer hafta derken bir şey anlamadığımı farkettim ve ne olur ne olmaz diyerek yanıma koydum, koşarak kütüphaneye acaba ne okuyabilirim diye bakındım,

Cemal Süreya, "Onüç Günün Mektupları" karşıladı beni, nasıl olsa kısa kısa okurum ben bunu muhakkak dedim, görüldüğü üzere yarısına bile gelememişim. Koştum yine kütüphaneye,

Alper Canıgüz "Oğullar ve Rencide Ruhlar" ı kaptım, neşeli uykuya dalarım dedim, evet neşelendim ama uykuma yenik düştüm, devamını getiririm umuduyla yanıma koydum.

Son olarak da, Patti Smith "Çoluk Çocuk" istiyordum ne zamandır, o kadar merak ediyorum ki yatmadan 6-7 sayfa okuyabiliyorum gözlerimi açık tutmak için delice bir savaş vererek tabi.
Kitapların hepsi şahane, hepsi muhakkak bitecek, ya seneye tatile falan çıkarsam:) ya da bir şekilde okumanın yolunu bulabilirsem..


Bu arada kitap yasaklayabilen insanoğlu enteresan, yasak dinleyemeyen yasakları tatlı bulup inadına delen insanoğlu güzel. Hal böyle olunca hiç alacağım yokken belki de kitabı aradım, buldum ve aldım, inadına da pek keyifle okumayı düşünüyorum.



Bu arada 8 Temmuz' da Bon Jovi' ye gidiyoruz, günsayıp duruyorum zira yıllardır beklediğim gün geliyor:)

Ve böylelikle, yazıdan çok fotoğrafın olduğu bu postu sonlandırıyoruz, bol kitaplı, müzikli, neşeli günler diliyoruz efenim. Buyrunuz, mini bir kitap tanıtımı;

------------------------------------------------------------------------------------------------------


"Çoluk Çocuk" kitabını okuyup da hala olduğu yerde olmak isteyen kaç kişi var acaba? Sabahın köründe uyanıp servise yetişmeye çalışan, bankada kuyruk bekleyen, istemediği  bir işi yapan, istemediği insanlarla hayatını dolduran kaç kişi bu kitabı okuyup "istemem kalsın" yapabilir merak ediyorum. Hayatını sanata adamış, bu uğurda evini terketmiş, türlü cefalar çekmiş iki insanı anlatıyor bu kitap, dönemin meşhur Chelsea Hotel' i ile birlikte. Bilmiyorum ben o dönemde bu kadar cesur olabilir miydim ama şu ara çok fazla özendiğim kesin. Hayatını sanata adamak o dönem ne kadar normalse bu dönemde bir o kadar ütopik sanırım, zira adayanların da nelerle kınandığını az çok görüyoruz. Okumakta fayda var.

10 yorum:

Unknown dedi ki...

Ayfer Tunç'un kitabını okumadım ama sanırım Gülş söylemişti.
Adım geçiyormuş.
Ben de ne zamandır adını bir türlü hatırlayıp alamamıştım.
iyi oldu yazdığın.

bon jovide iyi eğlenceler bu arada :( :P :)

Aquamarine dedi ki...

Çoluk Çocuk o kadar güzel bir kitap ki... Patti Smith onu yazmasaydı ve bende okuyamasaydım nasıl olurdu hiç bilmiyorum.

Unknown dedi ki...

işe başladığımda ben de aynen böyleydim kitap okuma konusunda. bu uzunca bi zaman da böyle gitti. ama şimdi sabah serviste uyumak yerine kendimi zorlayıp kitap okumayı seçiyorum. en azından bu şekilde ilerleyebiliyorum. tabi servis olmasa bu durum da yalan olurdu :/

kahrolsun kapitalizm :)

l b dedi ki...

çoluk çocuk ve onüç günün mektupları listemde beklemekten helak oldu. bir de funda öncü'ye yapılan şey ne anlamsız, ne beyinsizceydi öyle.

ceren dedi ki...

ness, tişkürler ama sende olsan iyi olacaktı, neyse bi dahakine:)

aquamarine, kesinlikle çok güzel, iyi ki yazmış, iyi ki okuma fırsatımız olmuş.

pinosh, servisim olsaydı bende kaçırmazdım, hatta eski işimde baya bitirirdim kitaplarımı ah! şimdi otobüslerde mümkün olmuyo:(

larien, çoluk çocuk' u özellikle senin okumanı pek isterim, ilham vereceğini düşünüyorum sana, pek ciddiyim bu arada.

Dışavurum dedi ki...

Ben de 'Bir deliler evinin yalan yanlış kısa tarihi'ni okuyamadım, yarım bırakmıştım :(
Bon Jovi konseri ertelenmedi mi bu arada, yoksa ağzımdan yel alsın mı? :)

ceren dedi ki...

amannn sedoş yapma, gerçi olursa da şaşırmam, bu ara bi iptal fırtınası var:(

küfkedisi dedi ki...

tüm blog ahalisi 8 temmuzda bon jovi de buluşuyoruz sanırım :)

pelinpembesi dedi ki...

Patti Smith zaten severdim, kitabını da yudum yudum okudum.hergünde işe kahretsin diyerek gittim :) cesaretine, sevgisine, direncine hayran kaldım.
gülümsemesi müthiş olan bonjoviye ben de gitmek istiyorummm!!

ceren dedi ki...

küfkedisi: 9 temmuz'da baya bi bon jovi postu girilecek desene:)

buket: gerçekten şahane. seni de bekleriz bu arada bon jovi' ye ve evet gülümseme konusunda haklısın:)