Aylardır yer bulamadığım, biletini zar zor edindiğim oyunu dün yine kaçırıyorduk nerdeyse, hatta tam kapılar kapanacakken yetiştik diyebilirim. Bi ara kime saydıracağımı şaşırdım, Barış'ın geç gelen müşterisine mi, trafik olur diye (bakın trafik var diye bile değil, trafik -olur- diye) bizi tiyatronun baya bi gerisinde indiren taksiciye mi, kendime mi. O yüzden öyle bir koşturduk ki, yerime oturduğumda kendime gelmek için epey kastım kendimi, oyundan ara ara kopmalarımı da buna bağlamak istiyorum .)
Teodor (Teya) Kray, bir edebiyat adamı, genel yayın yönetmeni. Onun için sıradan bir gün başlıyor, kitaplarını yayınlatmaya çalışan ısrarcı insanlar, zır zır öten telefonlar, yan taraftan gelen sesler.. O günü onun için sıradışı yapacak olan kişi ise emekli bir gizli polis olan, elinde koca bir bavulla çıkagelen Luca. Teya, o bavulda kendi geçmişinin olduğunu bilmeksizin Luca'nın kim olduğunu sorgulamaya başlıyor, zamanla eskiler bir bir etrafa saçılıyor, oyun bir yandan güldürürken bir yandan da fena halde duygulandırıyor, bu yönüyle de türü için kara mizah demek yanlış olmaz sanırım.
Oyunun bütününde sağlam sistem eleştirileri var, ki şahane aforizmalar çıkmış ortaya, insanın içinden çılgın bir alkış koparası geliyor. Önce komünizm eleştirisi, ardından gelen sistemler ve insanların konumlarındaki değişimler çok etkileyici şekillerde anlatılıyor. Bol miktarda ironi var bazen güldürücü bazen düşündürücü olmak üzere.
Yazar, aynı zamanda "İntiharın Genel Provası"nın da yazarı Duşan Kovacevic. Oyuncular zaten ismini duyduğunda şöyle bir geri çekilip saygı duruşuna geçilecek isimler. Şahane sesli dev adam Yetkin Dikinciler ve müthiş mimikleri olan Bülent Emin Yarar. Bu iki isim haricinde ufak rollerde de güzel kadın Gülen Çehreli ve Cenap Oğuz var.
Oyun, 2 saat sürüyor (internetteki oyun bilgilerinde neden bilmem 90 dakika yazıyor). Tek perde ve belki de getirebileceğim tek eleştiri ara vermemesi, gerçi düşündüğüm zaman ara verebilecek bir durum oyunda söz konusu olmuyor, tamamı tek bir odada faal olarak geçtiği için olsa gerek, ama oyundan çok kısa aralıklarla da olsa izleyici kopabiliyor, ben öyle gözlemledim salonda.
Son olarak, bu oyunun bir de filminin olduğunu öğrendim, hatta 23. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde gösterilmiş, ödüllü bir filmmiş onu da izlemek şart oldu tabi.
** Tiyatroya gelen sigara yasağından sonra acaba gündemdeki bu son olaylarla ilgili içki şişeleri de -özendirici???!!- oluyor diye sahnelere yasaklanır mı acaba? Zira yasaklanırsa bu oyunun içerisinden nasıl çıkarılır düşündüm bulamadım.
13 yorum:
ben oyunu cok begenmiştim ceren hemde hiç araştırma yapmadan gitmeme rağmen..Yetkin Dikinciler oyunu seyretmek istememin başlıca nedeni idi..:))
Ara vermemesi evet biraz sıkıcı biz cevahir sahnesinde izleyince ayaklarımız uyuşmuştu..
İçki yasagı için bişey diyemiycem yerine coca cola şişeleri koydurur herhalde bu millet..!!
ayça bir ara da oturup bunun kritiğini yapalım bence .)
Oyunu geçen sezon izlemiştim ama hala tadı damağımdadır :=) Çok sevmiştim gerçekten.
Filmi olduğunu bilmiyordum ve şimdi çok merak ettim.
Oyunu ben de sevenlerdenim, Yetkin Dikinciler ve Bülent Emin Yarar sebebiyle özellikle daha başarılı hale geldiğini düşünüyorum, filmi de aynı tadı verecek mi bakalım?
İntiharın Genel Provası da izlenesi bir oyun bu arada (bana göre tabi :)) Duşan Kovaçevic izleyiciyi güzel yakalıyor. Takipteyiz :)
banu: demek geçen sezon izleyebilen şanslılardansın sende .)
seda: intiharın genel provasını bende izlemiştim, evet takip etmek lazım demek ki. filmi cidden nasıl çıkacak hiç bilemiyorum aynen.
merhaba,
Bende geçen yıl bu oyunu izleyen şanslılardanım, şimdi kalabalık bir arkadaş grubunu bu oyuna götürmek için kovalıyorum ama yer bulmak gerçekten zor özellikle grup için bulmak daha da zor. Ama bu oyun ve oyunculuk için gerçekten değer, görmeyen kaldıysa görmeli.
Ben de geçen yıl Antalya Tiyatro Festivali kapsamında turneye geldiklerinde izlemiş ve çoook beğenmiştim, bunu ve Vahşet Tanrısı'nı. İzlemediyseniz ikinciyi de öneririm. İkisi de insana "Tiyatro budur" dedirtecek türden oyunlar...
saadet: ben 2 kişilik çok zor buldum, kalabalığa cidden zor kolay gelsin:)
leylak dalı: izlemez olur muyum:) kesinlikle aynı şeyi düşünüyorum, insana tiyatroyu neden sevdiğini hatırlatır cinsten oyunlar bunlar.
Ben de geçen sene izleyenlerdenim.Çok çok sevmiştim.Hatta keşke Bülent Emin Yarar televizyonda o saçma dizide hiç oynamasaydı diye düşünmüştüm.Filmi de bilmiyordum.Bulup izlemeli :)
yaprak, herkes o diziden yakınıyor cidden:)ben rastlamadım hiç.
bende ne zamandır gitmek istiyodum,yorumları da okuyunca elimi cabuk tutmam gerektiğini anladım.
izlemedeyim,yeni bloğuma beklerim mutlaka
http://rebeltakipte.blogspot.com/
Merhaba,
Blogunuzu tamamen rastlantısal birşekilde keşfettim, uzun zamandır beni böylesine tatmin eden bir blogla karşılaşmamıştım. Fakat bir tek konuda çok rahatsız oldum, bloğunuzda link veriyorsunuz ya bir kitap önerisi ya da bir başka blog için sizin bloğunuzu okumaya devam ederken, dur şuna da bakayım demek isteyip sağ tıkladığımda potansiyel hırsız muamelesi görmek çok rahatsız edici, kaldı ki, linke direk tıkladığımda sizin bloğunuzdan ayrılmak zorunda kalıyorum halbuki tek tek keşfetmek istediğim sayfalarınız ve o sayfalarda önerdiğiniz (link verdiğiniz) şeyler var aynı zamanda sizi okurken önerilerinizi de hırsız muamelesi görmeden değerlendirebilmek isterdim.
Saygılarımla
öncelikle beğeniniz için teşekkür ederim:)
kesinlikle haklısınız, zira bende yaşıyorum bazen bahsettiğiniz durumu, ancak bu blogu açtığımdan beri sağda solda o kadar 'benzer' yazılar görmeye başladım ki tamamen çare olamayacak da olsa böyle bir şey yapma gereği hissettim, biliyorum çok büyük bir önlem de değil, zira isteyen her yolla alabiliyor alacağını.
ancak yorumunuzu okuduğumdan beri düşünüyorum, hassasiyet göstermenizi de anlıyorum o yüzden kaldırıyorum bu uygulamayı, tekrar teşekkür ederim zaman ayırıp bunu dile getirdiğiniz için:)
Yorum Gönder