2 Kas 2010

İyisiyle Kötüsüyle 29.Tüyap Kitap Fuarı


Fuar bitmeden böyle bir başlık atmak manasız mı? Benim için değil zira bir daha ki etkinliğe kadar kendimi motive edemezsem bir daha gitmeyi pek düşünmüyorum. O yüzden kendimce iyisini kötüsünü şimdiden yazmaya karar verdim.
Daha önce de bahsetmiştim, geçen sene Barış' la gitmiştik, dönüşte "bir daha hayatta olmaz" gibi laflar etmiştik, bu sene Barış katılımcı olarak davet aldığı için tıpış tıpış gidip geliyor, bende bir kereden bir şey olmaz diye kendimi gazlayarak gittim. Hiç gitmeyenler, 'niye bu olumsuzluk' diye sabırsızlanabilirler, söyleyeyim, yol+trafik+kalabalık/yemek problemi%umduğunu bulamama gibi bir denklemi var-ki işin içinden çıkılamıyor.


Şimdi, sırayla açıklayayım.

Bir kere bize haddinden fazla uzak. Sadece bize değil, İstanbul' un nerdeyse bir diğer ucunda, dışında, bu kocaman etkinliği neden orda başlattılar, orda devam ettiriyorlar bunca şikayete rağmen aklım almıyor.
Trafik zaten malumunuz. Hele ki haftasonları gittiyseniz (imza günlerinin büyük çoğunluğu hafta sonları) tam bir keşmekeş, ölüm. Sırf bu yüzden ben sabahın köründe düştüm yollara, ama akşam kabustu. Öğlen gelmeye çalışan arkadaşlarımız Anadolu yakasından tam 3 saatte gelebildiler misal.
Kalabalık, onca trafik, yol azabından sonra zaten çekilmiyor. Hele ki bebek arabalarıyla gelen aileler var, ne desem boş, o çocuğa mı yazık, size mi bize mi.
Yemek problemi böyle organizasyonlarda zaten başlı başına sorun. Eğer oraya gidiyorsanız ve acıkmış ya da fazlasıyla bitap düşmüşseniz tebrikler, artık siz de 'yolunacak bir kaz'sınız.
Umduğunu bulamama tabi herkes için farklılık gösterir, ben kendi açımdan yazayım, yayınevlerinin yaptığı indirimler bir müşteri olarak beni tatmin etmedi, geçen sene de etmemişti, vardır bir açıklaması muhakkak bu işin dağıtımcısı var bilmemnesi var vs, ama insan %20'den daha fazlasını bekliyor onca eziyetten sonra.

Aklıma ne geliyor direkt diyorum ki "ben ne gideceğim bir daha açarım bilmemnekitapçısınoktacom' u siparişimi veririm - ki çok daha indirimli alabiliyorsunuz çoğu kitabı internetten-, ayağıma kadar da gelir, oh derim, ne gideceğim onca yolu derim, canıma değsin derim.

Tabi tüm bunlar olumsuz yanları..
Gelelim olumlu yanlarına.

Ben açıkçası avare avare dolaşmamak için hazırlıklı gittim. Gitmeden kendime resmen bir harita çıkardım, uğrayacağım yayınevlerinin numaraları, hangi salonda bulundukları, ilgilendiğim yazarların nerde imza günlerinin olacağı, alacağım kitapların listesini falan her şeyi yazdım-ki ona rağmen çok yoruldum ama yine de planlıydım ve bu hoş oldu kendi açımdan. Eğer böyle bir harita çıkartırsanız kendinize, çok daha faydalı bir gezi oluyor emin olun.

Ben 3 isimden imza aldım (Emrah Serbes, Alper Canıgüz, Hakan Günday) ve bu hoşuma gitti, hiç değilse gittiğime değdi. Bu da olumlu yanlarının en kuvvetlisi bence.

İnternetle arası olmayanların tüm yayınevlerini hatta sahafları bir arada bulması herhalde şahanedir. Üzerine bir de sevdiğiniz yazarlarla sohbet edebileceğiniz, imza alabileceğiniz bir ortam varsa çok daha güzel.

Yayınevleri hakkında da bir kaç gözlemimi yazayım;
Ben kendi adıma en çok Can Yayınları' nın standını beğendim, o kalabalıkta ayırdetmesi en kolay onlardı sanırım, kırmızıydı her şey adeta, kafanı kaldırdığında az biraz uğraş verirsen kırmızı tabelalarını hemen seçebiliyordun.
Doğan Yayınları anormal kalabalıktı, hatta bir ara önünde etten bir duvar vardı, kitaplara bakmak çok zordu.
Ayrıntı Yayınları %30 indirim yapmıştı, benim rastladığım en iyi indirimdi sanırım.
Tabi ki en kalabalık stand Uykusuz ve Penguen' inkiydi, Uykusuz biraz daha fazlaydı, özellikle çocuklar baya bir alışveriş yaptılar oralardan, onlarda bunu gayet iyi öngörmüş olacaklar ki, çizerlerin iyi-kötü tüm karikatürlerini olur olmadık-kaliteli kalitesiz her şeyin üzerine basmışlardı.
Ntv Yayınları, her zamanki gibi çok şıktı ama bilmemkaçliralık alışverişe tshirt vermeleri anlamsızdı.
İletişim Yayınları, benim en çok oyalandığım yerdi sanırım, verdikleri bez çantalarla ortalıkta baya bir göz doldurdular.
Sahaflar ayrı bir şıktı canım:) Bu sene sanırım 10 sahaf katıldı, diğer senelere hepsine bir salonu kapatsalar ne şahane olur! Onlara da epey ilgi vardı zira.




Benim izlenimlerim iyisiyle kötüsüyle bunlar. Tüm bu olumsuzluklara rağmen ben her sene muhtemelen gitmeye devam ederim zira bağımlılık gibi bir şey, sadece "keşke" leri var onlar da zamanla düzelir diye umuyorum..

14 yorum:

Adsız dedi ki...

McDonalds'tan başka bir yerde yemek yiyemezsiniz sanırım..Millet yemek yerken ben acıdım vallahi verdikleri paralara..Can Yayınlar'nın standını ben de çok sevdim ama çalışanlar pek bir ruhsuzdu..Sinir oldum..

Dışavurum dedi ki...

Cerenciğim teşekkürler görüşlerini net biçimde aktardığın için.
Gitmesem mi dedim şimdi. Bir yazar yoksa orada ilgimi çeken, o kadar yol/trafik çekmeye değer gelmedi.

Umarım bundan sonraki yıllarda bu şikayetleri dikkate alarak organizayonu yapar yetkili kişiler.

ceren dedi ki...

sedacım, gitmezsen üzülürüm, tavsiyem eğer yapabiliyorsan haftaiçi git veya haftasonu erken saatlerde git erken dön, en mantıklısı bu.

ilkers dedi ki...

Evet bunca olumsuzluk var fuarla ilgili ama mutlaka gidilmeli, görülmeli.

Sinem Ergun dedi ki...

Doğrusu bende anlamıyorum koca İstanbul'da niye kör itin öldüğü yerde yapılıyor, ben bu yüzden gidemiyorum, ve çok kızgınım, birkaçsene önce Beşiktaştaş'ta bir kitap fuarı vardı, ne şahaneydi,
Yalnız Alper Canıgüz'den imza almanı kıskandım, konuşabildinizmi?

Barakuda dedi ki...

şikayetlerim, gözüme çarpan rezillikler, içimi okşayan güzellikler vs aynıymış burdakilerle.. her şeye rağmen değer diyorum ben de.. o çile kutsaldır..

ceren dedi ki...

sinem, uzaktan beğendiğim kişilerle özellikle de "ünlü" iseler, konuşamama gibi bir huya sahibim, heyecan yapıyorum fazlaca sanırım:) ama alper canıgüz' ün hem imza atması hem de kitaba parmak basması şahane bir davranış olarak olarak geçti bence tüyap tarihine, çok sevimli ve cana yakındı diyebilirim sana.

Unknown dedi ki...

nadirkitap.com
üstüne tanımam.
teaa tekirdağa kadar gidip gelmeyi hiç gözüm yemedi.
ben gitmem büyük ihtimal.

imza demişken,
taksimdeki sahafların birinden aldığım kitap imzalı çıktı :)
tamam belki benim adıma imzalanmamış ama imzalı sonuçta :P

yaprak dedi ki...

Kesinlikle yol büyük bir problem,katılıyorum.İnsanların bebek arabaları ile gezmelerine ben de anlam veremedim.Ayrıca sahafları görmemeşim ben :( Benim için Tüyap İletişim-Yapıkredi-İş Bankası yayınlarıydı.Can yayınlarının önünde Can Dündar kalabalığı vardı.Bakamadım o nedenle.Ama olumsuz yanlara tek tek katılıyorum.

CEPAYNASI dedi ki...

çok yıllar önce İstiklal caddesindeydi,her fırsatta uğrardım...sonra tepebaşındaydı...yine giderdik ve kolilerle kitap alırdık,öyle güzel indirimler olurdu...sonra ben ayrıldım İstanbul'dan...İstanbul'da yaşamadığıma en çok üzüldüğüm zamanlar kitap fuarı zamanları...
keyfini çıkarın,benim yerime de gezin ve mis gibi kitap kokusunu çekin içinize:)

sevgiler...

ilnevyA dedi ki...

Kitap demişken; kitaplarla alakalı bir mim yollamışlar bana. Akla ilk sen geldin tabi. Ben pek beceremedim. İşin ehli olaraktan olaya el koyarsın umarım. :)

ceren dedi ki...

ilnevya: valla şöyle bi göz gezdirdim de baya kazık yerlerden gelmiş mim:)

sophie'nin dünyası dedi ki...

iyisiyle kötüsüyle gidemeyeceğim bir fuar daha :(
şu yol-trafik sıkıntısı herkes için sorun teşkil ediyor anlaşılan.kötü.

TuTsİ dedi ki...

Yol yordu dönüş felaketti ki saat 16 ve hala akın akın gelen vardı son gününde fuara.
Senin gibi liste yaptım alacağım kitapları yayınevlerini bile yazdım kime gittiysem o kitap bizde yok başka yayın evi olmasın gibi salakça cevaplar aldım halbuki telefonuma kitapların fotosunu eklemiştim gösterdim bile buna rağmen aradığımı bulamadan geldim ya garip.
Puzzle 1000 parça 15 tl iken orda 24 tl kocaman yazı ile indirimli diye yazmaları off
En azından karnım tok gittim suyumu bile dışarıdan aldım fuar sanat adına insanları yolunacak kaz görmeleri ne kadar acı.