12 Tem 2010

Korkma Ben Varım - Murat Menteş Ziyareti


Cumartesi çok acayip bir şey oldu!

Şu geçen 1 hafta boyunca Murat Menteş "Korkma Ben Varım" ı okuyarak geçirdim, kitabı çok sevdiğim için az az okuyorum, bir oturuşta en fazla 30 sayfa. Bu da benim alışkanlığım oldu artık, bitince üzüldüğüm kitaplara böyle davranıyorum.)

Neyse, Cumartesi'ye gelelim. Akşama doğru evden çıkarken kitabı yanıma alsam mı diye düşündüm hani yolda falan okur muyum acaba diye, sonra fotoğraf makinesini ve şemsiyemi alınca, fazla ağırlık olur diye kitabı bıraktım (aferim bana!) Barış'ın dükkanına gittim, içeride de sevdiğim bir arkadaşım vardı, hemen ona yöneldim ama içeride de 2 müşteri vardı, onları direkt geçtim, sandalyeye attım kendimi, sohbete daldık falan. Ardından şöyle bir bakayım dedim, Barış kiminle ilgileniyor diye, kafamı çevirmemle şoka girmem bir oldu, Murat Menteş dükkandaydı ve Barış'la sohbet ediyordu! tabi yerle yeksan oldum, kitabı almadım diye yanıma, hiç değilse bir imza isteyebilirdim:) Bu arada daha önce söyledim mi hatırlamıyorum, Barış'ın Moda'da sahaf dükkanı var, Murat Menteş' de kendisi için bir şeyler bakıyordu. Dükkandan çıkarken Barış'a "seni çok övdüler, yine geleceğim" gibi bir şeyler söyledi, ben tabi sevinçten ölüyorum falan.

Bu da böyle hoş bir sürpriz oldu bana.

Korkma Ben Varım'a gelirsek, aynen "Dublör'ün Dilemması" gibi çok eğlenceli, çok fırlama, müthiş bir kafayla yazılmış bir kitap. Karakterler yerlere yatırıyor zaman zaman. Ali Fuat Tufa, Şebnem Şibumi, Hayati Tehlike, Abidin Dandini, Müntekim Gıcırbey, Atom Bombacıyan kitapta ismi geçen müthiş karakterlerden bazıları.

Konunun başlangıcı bomba:) Ali Fuat Tufa, "Gönül İşleri Bakanlığı"nda basın müşaviri olarak çalışmakta. (Böyle bir bakanlık kimin aklına gelir) Bu bakanlıktaki tüm bakanlar bir bir cinayete kurban gidiyor ve olaylar gelişiyor:) Konunun özetini geçmem maalesef söz konusu değil, zira bütünlüklü bir konu değil uzun uzadıya yazılacak. Fuat Tufa'dan başlıyoruz sonra diğer önemli karakterlerin ağızından yazılarak olayları kendi bakış açılarına göre yorumlatıyor Murat Menteş, yani gayet demokratik bir hava hakim bu kitabında da:)

Yazarda en çok sevdiğim özellik aslında yerlere yatırması falan değil, düpedüz zekasını seviyorum ben bu adamın. Hani sohbet etmeye kalksam, bir laf etmeden önce 1 saat düşünürüm diyebileceğim biri sanki. Kitabın çoğu yerinde, herkesin anlayamayacağı ama anlayanın da şöyle bir durup "vay be" çekeceği bir üslubu, bir mizacı var. Kitaplarını okurken dehşet zevk alıyorum, öyle kara kuru komedi değil zira.

Kitap, "Bu kitapta anlatılan olayların hepsi gerçektir, fakat hiçbiri henüz cereyan etmemiştir" diye başlıyor. Ayrıca Ersin Karabulut'un kitapta şahane çizimleri de mevcut. E daha ne bekliyorsunuz? diye sorabilir miyim size:) İyi okumalar..


13 yorum:

l b dedi ki...

aldığım günün akşamı bitirdim, keşke senin gibi tadını çıkara çıkara okusaydım. ayrıca sendeki de nasıl bir şans -veya şanssızlık-
keşke daha çok yazsa da, okusak.

ceren dedi ki...

bende senin şu aldığın gün bitirmelerine hastayım! ben uzun uzadıya oturamıyorum kitapların başında, dikkatim dağılıyor 1-2 saatten sonra.
ama evet keşke daha çok yazsa lariencim ya.

Adsız dedi ki...

korkma ben varım'ı ben de öyle okudum. bitmesin diye diye:) kesinlikle daha çok yazmalı.

ama yazık olmuş:( afili bi imza olabilirdi şu an kitabında:)

ceren dedi ki...

evett pek afilli olurdu di mi! (okumayanların bu kısmı anlayamaması) :)

Adsız dedi ki...

merak eden arasın bulsun;)

kurtlu kitap dedi ki...

ben bu kitabın ilk sayfasına kendisinden bi imza alma şerefine nail oldum :)

bişi sorucam, okuyan herkese soruyorum: atom bombacıyan'ın uzun uzun saçmaladığı bölümün tümünü okuyabildin mi?
ben bikaç cümle okuyup, türkçe mealine geçmiş, sonra yine bikaç cümle karşılaştırma yapmıştım. kitabın tek okumaktan sıkıldığım bölümü o anlaşılmaz bölümdü.
bi de hayati'nin mafya taktiklerini, kız tavlamaya uyarlamasına bayılmıştım :))

ceren dedi ki...

kurtlu kitap: daha o bölüme gelemedim:) 100 sayfam daha var, diyorum ya uzatıyorum bitirmemek adına:)
ama bende müntekimin şebnem'e yazdığı aşk mektuplarını okurken açıkçası sıkıldım , onu belirteyim bari:)

Adsız dedi ki...

kurtlu kitap; ne güzel..
ben de biraz okuyup, türkçe meailinden sonra dönüp dönüp tekrar okumuştum o kısmı.. ama sadece huduni'de sıkıldım galiba..
ve evet o taktik uygulamaları harikaydı;) en sevdiğim yerlerdi...

ceren; aşk mektupları aşık biri için de biraz korkutucuydu..;)

ceren dedi ki...

ledorita: hem de nasıl korkutucu:)

Sinem Ergun dedi ki...

dediğin gibi Alper Acanıgüzden sonra tanışmayı planladığım bit yazardı Murat Menteş, ne tesadüf ki senin yazını gördüm. hangi kitabından başlyım hocam:))
yalnız imazyı kaçırmana da acayip üzüldüm..

ceren dedi ki...

aman hocam:) sinemcim ben dublörün dilemması'ndan başlamıştım aslında farketmez ama bence ondan başla, bu kitabın bazı yerlerinde ona da göndermeler var çünkü.

ayca dedi ki...

cerencim kitap gerçekten güzeldi..hemen yazsada şenlensek ama ufukta yokmus çalışması..:(
dün barışı aradım iki dakikalık telefon konuşmamızda murat menteşin dükkana geldiğini söleyerek kıskandırdı beni azcık..:))imza alamadıgına cok üzüldüm:(
selamlar

ceren dedi ki...

hadi ya yok muymuş:(
barışın hemen camiaya bu gelişmeyi bildirmesi gerekiyodu ayça ahahah:)