24 Eyl 2010

Yarım Bıraktığım Yazılar


Yazasım olduğu zamanlar son hız yazmaya başlıyorum, sonra "şak" diye kalakalıyorum, hevesim kaçıyor, kafam dağılıyor. Az önce 5 dakika kadar bakıştık kendileriyle. Dedim madem öyle, hepinizi bu utançla yaşamaya mahkum edeceğim, yarım yamalak yayınlanacaksınız bu blogun arşivinde bir utanç kaynağı olarak. (bu arada şu cümleyi bile kurana kadar kaç kez yarım bırakma raddesine geldim, neler oluyor tanrım)

Bu arada blogun ayarlarında bir problem yaşıyorum, yazıları renklendiremiyorum mesela. Barış'ı da Sahaf Festivali nedeniyle günde yarım saat görebildiğim için düzeltemiyorum.

İlk yazımı yazın sıcağında, henüz Bodrum'a gitmeden yazmışım. Başlığımız "Rehavet"

Çok şahane bir rehavet içerisindeyim, etrafta çoğu kimse öyle anladığım kadarıyla zira çoğunluğun yazısı şöyle başlıyor "bayadır bir şeyler yazmadığımın farkındayım" .. Blog yazmaktan usananlar Twitter başına !!
neyse, havalardandır diyelim.

Yazın zamanının çoğunu tv başında geçiren bir kimse olarak bundan utanıyorum, oysa etrafta okunacak ne çok kitap, keşfedilecek ne çok grup, çekilmeyi bekleyen ne çok kare var! Muhtemelen Eylül'de çıkacağım tatili bekliyorum. "Bodrum Eylül'de bambaşka" diyerek avutuyorum sıcaktan pelteleşmiş beyin hücrelerimi.
Vantilatör böyle nemli günlerin can dostu, kankası. Alışkanlık yapıyor meret. 2-3 gün önce evin içinde nereye gitsem peşimden götürdüğümü farkedip azıcık ara verdim.

Hı ne diyordum? Tv.. Hayır cidden izleyecek hiçbir şey yok. Zaten zamanın çoğu zap yaparak gidiyor. Tv'den arta kalan zamanlarda defterimi kalemimi alıp Ahmet Ümit'in "İstanbul Hatırası"nı okuyorum, konsantremi kaybedince Çilekeş'in "Histeri Çalışmaları"nı dinliyorum. Böyle yarı dolu yarı boş geçiyor günler..

2. yazım, "Neden Ünlü Olduğu Anlaşılamayan Ünlüler"

Öncelikle belirtmeliyim ki, "ünlü" kelimesi 5'ten fazla söylenince anlamını kaybediveriyor. Ünlü ne ki? diye kalakalıyorsun.

Tekrar belirtmeliyim ki gayet kişisel bir liste yapacağım. Listemde çok ünlü olmuş ama benim tarafımdan "neden ünlü olmuş anlayamadım" tepkisi verilmiş bir zat varsa kusuruma bakmayın, yapacak bir şey yok, bünyem bu kişileri "ünlü" olarak görmeyi reddediyor.

Ayrıca "ünlü" demek "matah" bir insan olduğuna da denk gelmez aslında. Ama gazeteyi ya da dergileri her açışımda aynı kişileri görüyorsam insanlar bu zatlara belli bir derecede önem veriyor demektir.

1. Lindsay Lohan : Benim aslında bu listeyi oluşturmaktaki en önemli sebebim bu kişi. Neredeyse hergün kendisiyle ilgili bir haber çıkıyor. Kendisini yıllar önce ilk kez klibinde görmüştüm, dans ederken falan. Bu kadar. Lezbiyen olması, hapislere düşmesi vs vs bu kadar ünlü olmasına neden olduysa varsın "ünlü" olsun. Benim için "anlamsız yere ünlü olmuş bir kişi" den ibaret.

2. Katy Perry : Bu kadının çok piyasa şarkıları olabilir, bu yüzden "ünlü" olmuş olabilir, gel gör ki canlı söylerken sesi rezilin de ötesinde. Kocaman göğüsleri var diye mi ünlü? Bilemiyorum. Antipatim, Snoop Dogg ile şarkı söylemesine rağmen geçmek bilmiyor.

3.

ahahah 3'te kalmışım, ilk 2 ismi yazmak rahatlatmış beni, atmışım sinirimi üzerimden .)

3. yazımın başlığı "Ev Halleri"

Dün Barış söylediğinde haklıydı sanırım.

ahahah, bu da bu kadar:) Bunda aslında evde hep aynı yerde oturduğumdan, oturduğum yerin çevresinde hayatım kolaylaşsın diye cd'ler, 1-2 kitap, evin tüm kumandaları, defterler, dergiler, kahve-çay fincanları, fotoğraf makinesi, saç tokası, kulaklık, sakız kaplı olduğunu falan anlatacaktım sonra anlamsız geldi onu da tek cümlesiyle bıraktım:)

Bir de sadece attığım başlıklar var ki onlara hiç girmeyeyim.) Neyse, bu da böyle anlamsız ama eğlenceli oldu.

4 yorum:

Doorstepping dedi ki...

Şu evin halleri yazısı devam etse tam benim evdeki köşeyi anlatacakmış :))) Başlıkları da merak ettim. Bence yaz, yazısız başlıkları içinden atmış olursun ;) Sahaf'a gittin mi? Hani foto??

modafobik dedi ki...

Yarımlardan doğan bütün hehe, evet evet sevdim bu postu ama devamı gelsinnn! :)

Sanat Notları dedi ki...

Çok şeker bir yazı olmuş Ceren, bak ne güzel işe yaramış yarımlar grubu:)
ama hepside yayınlanmayı hakediyormuş özellikle evdeki köşe benide tarif eder gibi:)
benimde yarım kalmış bir yazım bekliyor birkaçgündür hemde neyle ilgili biliyormusun..
Jim Jarmusch ve Down By Law!!!!
hemen bitirip yayınlamak için vakit kolluyorum, tek kelimeyle b-a-y-ı-l-d-ı-m.

ceren dedi ki...

doorstepping: sadece başlığını atıp yazı yazmadığım konulardan biri de sahaf fest fotolarıydı:) ben fotoğrafa fena merak sardım bu ara o yüzden çektiğim hiç bir fotoyu beğenmiyorum, koyamadım bir türlü ama sözüm söz:)

modafobik: çok teşekkürler, bundan sonra devamları gelecek:)

sanat notları: evdeki köşeyi tamamlamak şart oldu o zaman:)
down by law'ı yazmak bana çok zor gelmişti,ben çok sevdiğim şeyleri bazen ifade etmekte zorlanıyorum, ama izlediğine sevindim, yazını sabırsızlıkla beklemedeyim:)