16 Eyl 2010

Dönüş'üm



İnternetsiz, televizyonsuz, bol fotoğraflı, bol kitap gazete okumalı bir 15 günün ardından buralara dönmek pek keyifli olmasa da, bu 15 gün içerisinde hayattan daha fazla keyif almanın yollarını kendimce belirlediğim için bundan bile keyif almaya çabalıyorum. Ohh, hep böyle bir cümlenin hayalini kurmuştum.

15 gün uçsuz bucaksız denize, doğan değil ama batan güneşe, dağlara tepelere, böcek seslerine o kadar kanalize olmuşum ki bugün yan apartmandan gelen halı tokmaklama sesini duyunca kendime geldim, buraya yazmam gerektiğini hatırladım. Hatırlar mısınız bilmem ama ben Ceren. Oturduğu muhitte, en çok apartman teyzeleriyle başı belada olan, halı çırpma sesine 1,5 yıl sonra bile hala tahammül edemeyen kimse. Hoşbuldum.

* Bodrum artık eski Bodrum değil muhabbetine elbette girmeyeceğim ama Cevat Şakir'in evini Sultanahmet Köftecisi yapan zihniyete kafa göz dalasım var.

* Bodrum esnafının gözlerini döndüre döndüre, sırf tatil yeri diye ne koparsam kardır diye bakınmasına kusasım var. Ulan pazarları bile dehşet pahallı.

* Her neyse bak yine şikayet insanı oldum. Oysa pamuk gibiydim güneşlenirken sere serpile.

* Tatilde iken 3 kitap okudum; Aylak Adam, Amcam Oswald, Beşpeşe.
* En çok Çilekeş'in "Histeri Çalışmaları" albümünü dinledim.
* En çok muhabbeti 68 yaşındaki mimar, entellektüel, stil sahibi Necmiye teyze ve 75 yaşındaki durmak nedir bilmez, benim gibi kahve düşkünü, en basit konuyu bile keyifle, dallandıra budaklandıra anlatan Recep Amca ile yaptım.
* En çok tatil sitesinin dedikoduculuğundan ve yeni aldığım terliğin soyulmasından şikayet ettim.
* En çok güneşin batışını fotoğrafladım.
* En çok tavuklu pilavı ve Nutella'yı özledim. En çok balık, makarna ve tatsız tusuz Sarelle yedim.

UYARI: Eğer Kamil Koç ile yaz aylarında yolculuk edecekseniz yanınıza, hırka, mont, atkı vs almanızda fayda var. Klimayı coşturuyorlar. Şikayet ederseniz "çok mu soğuk ki?" diyebiliyorlar.

Şimdi biraz fotoğraf ekleyelim bakalım.





10 yorum:

Unknown dedi ki...

bu tonda çekilen fotolara hasta olduğumu daha önce söylemiş miydim??? hastayım uleeeeennnnnn!!!

süper olmuş fotolar cidden. bi de welcome to real world :))

Çavlan dedi ki...

ben de çok sevdim fotoğrafları.

beşpeşe'yi nasıl buldun? ben yıllaar önce ne hoş yaratıcı bir fikir diye hevesle okumaya başlayıp, sonra çok çok hayalkırıklığına uğradığımı hatırlıyorum. her yazar bir öncekinden daha berbat bir şekilde batırmıştı sanki.

ceren dedi ki...

pinosh: teşekkürler pinosh, alışmak zor.)

çavlan: kesinlikle! özellikle 2. bölüm beni resmen yıprattı! sonra zaten kimse toparlayamamış, oysa ne hikayeler çıkardı.
m.mungan ağlamıştır muhtemelen okudukça.

sophie'nin dünyası dedi ki...

işte bu dönüş çok fena.
hep tatil olsa, bodrum hep eylülde kalsa...

l b dedi ki...

cereeen. fotoğraflara bayıldım. gerçekten polaroid mi yoksa fotoşof mu ? beni bilgilendir şekerim.

Unknown dedi ki...

AAh ah hayat bir sana güzel be Ceren :P
Son foto favorim.
bir de hoşgeldin :)

SahaFestival'de pazarları da hareket oluyor mu?

ceren dedi ki...

sophie: bodrum hep eylülde kalsa, biz hep orada kalsak ahh.

larien: sana bu konuyu twitterdan yazacağım. (böylesi daha gizemli.)

banyo: hoşbulduk canımm. olmaz mı, pazar bende orada olurum muhtemelen. gel bekleriz.

Sanat Notları dedi ki...

Cereen fotoğraflara ben de bayıldım, ne tekniğidir bu, ben de böyle fotolar yaratmak istiyorum hemen:) öyle gözükiyor ki bundan böyle blogun harika fotlarka dolup taşacak..

buarada pazar bizde gitmeyi düşünüyoruz nasıl olur acaba o gün?

Sanat Notları dedi ki...

Cereen fotoğraflara ben de bayıldım, ne tekniğidir bu, ben de böyle fotolar yaratmak istiyorum hemen:) öyle gözükiyor ki bundan böyle blogun harika fotlarka dolup taşacak..

buarada pazar bizde gitmeyi düşünüyoruz nasıl olur acaba o gün?

ceren dedi ki...

sinemcim pazar bekleriz, ben sabahtan giderim muhtemelen. bizim ki "Barış Sahaf", uğrayın muhakkak.

bu arada madem öyle açıklayayım.) "Pola" adında bir program indiriyorsun, çektiğin her fotoğrafı polaroide dönüştürebiliyor ayrıca eski bir hava veriyor.