
Ahmet Ümit okumaktan asla vazgeçemeyen birisi olarak, son yapılan Tüyap'ta kendisini görmek ve imzasını alabilmek için onca araç değiştirerek uzun yollar kateden birisi olarak ve tüm romanlarını yalayıp yutan birisi olarak, son kitabını tanıtmak için sabırsızlandığımı belirtmek isterim!
Kitabı az önce bitirdim ve fikirlerim soğumadan sıcağı sıcağına yazayım dedim.
Bu kitabı okumak için en önemli sebebiniz İstanbul tarihine çok şahane bir anlatımla iştirak edecek olmanız bana kalırsa. Öyle uzun uzadıya sıkıcı boğucu bir şekilde de değil! Aksine, tatlı tatlı "katil kim" oyununu çözmeye çalışırken üstüne bir de , arka planı İstanbul'un köklü ve zengin tarihinini öğrenerek. Ben defterim kalemimle, notlar ala ala, öğrendiklerimi paylaşa paylaşa ilerledim. İstanbul'da 4.senem ve 4 senede öğrenemediklerimi 3-4 gün de anlattı bana bu kitap ..
Konu çok kısa şudur;
Kitap elbette bir cinayetle başlıyor. Kitabın anlatıcısı Başkomiser Nevzat. Ölüler peşisıra İstanbul'un köklü tarihi mekanların önlerine bırakılıyor ve ellerinde önemli imparatorların sikkeleriyle. Katillerin bulunma sürecinde tüm ihtimaller değerlendirilirken bize adım adım İstanbul'u gezdiriyor yazar.
Kitabın sonuna ben çok şaşırdım, kaldı ki sonları bilmekte az çok başarılı bulurum kendimi, polisiye okumaya da bayılırım yani çok dışında değilim bu işlerin.) Ama bu sefer cidden şoka uğradım!
SPOİLER
Kitapta ufak tefek eksik kalan noktalar da var, mesela Topkapı Sarayı bölümünde giriş yapılırken x-ray 'lerin cidden bozuk mu olduğu yoksa kasıtlı mı bozulduğu gibi ya da Yekta'nın karısı ve çocuğunun nasıl öldüğünün Nevzat'ın bilmemesi, Zeynep'le Ali'nin özel hayatlarında gerçekten neler yaşadığı gibi kurgudan kaynaklı hatalar ya da hata demeyelim eksik kalan noktalar vardı. Bunun dışında bana çok iyi geldi. Okurken öğrenmek nedir uzun bir zaman sonra yine hissettim bunu.
SPOİLER
Bir de bu kitabın filmi yapılsa ne şahane olur !! diyerek bitiriyorum ve şimdiden bir sonraki Ahmet Ümit Kitabı için sabırsızlanıyorum !!