* Anlık karar verebilme yetisine sahip değilim. Biri akşama bir yere mi çağırdı, ertesi gün bir yere mi gitmem gerek, önce bi düşünmem gerek! psikolojimi ayarlamam gerek! Of bıktım kendimden, Ankara'lı olmam ve 20 sene orda yaşamam sonrasında muhtemelen böyle oldum, zira Ankara'lılardan son zamanlarda çok duyuyorum bunları. Evden çıkmak için can atarken insanlar, ben neden stres oluyorum?
* Eve misafir gelecek diyelim. Oturup mönü hazırlıyorum, sonra kaç gün önce hazırlık yapmam gerektiğini düşünüyorum, ardından da saatlerini ayarlıyorum. Her şey dört dörtlük olmalı! Genelde her şey yolunda gidiyor ama misafir geldiğinde kafadan o kadar bitap düşmüş oluyorum ki, tadını çıkaramıyorum.
* Hayatım boyunca kural manyaklığından olsa gerek, kopya çekemedim mesela ben, öğretmen çekin diye gözümüze baksa bile, kağıt önümde açık olsa bile. Kızlar farklı gömlekler, renkli çoraplar giyerken ben özendim, bir kere yanıma parfüm aldım onda da çantalarda arama yapıldı, delirdim. Bir keresinde de, (ilkokul 5 falan olsa gerek) öğretmen ödev kontrolü yaparken unuttuğumu farkettim, yanımdaki arkadaşım hemen çizeyim seninkini dedi, istemedim, diğer arkadaşıma çizdi hemen, ben gururumdan olsa gerek, ilk kez tokat yedim, gururlu tokat! Unutamıyorum, kulak resmiydi. Öğretmenimi de unutamıyorum, ailesiyle samimi olduğu çocuğu ödevi yapmamasına rağmen tokatlamadığı için.
* Bir de sorumsuz insanlardan nefret ettim hep. Stressiz, rahat, aman yaparızcı insanlardan. Ama en çok da onlar gibi olmaya özendim.
* Böyle olunca plan yapmanın nirvanası evlenirken oldu, beynimi öylesine yordum ki, keza Barış'ta öyle, balayında anlamsız bir boşluğa düştük ahaha, napcaz şimdi diye:)
* Zor valla zor. Rahatlamak lazım.
16 yorum:
benim ki de işyerinde ortaya çıkıyor.
kan kustururum şirkette.
normal hayatımda tambi salla gitsinciyim.
ama habersiz gelen misafirler vardır ya.
hani komşular filan dindon kapıyı çalar ay bi kahveye geldim kız minvalinde eve dalar.
heh ben o komşuyu döverim.
bana önceden en az 1 gün önceden haber verilecek.babam olsa almam eve.
hey gidi ilkokulda dayak yerdik dimi. kıppkırmızı olurduk.suratımız yanardı hem tokattan hem utançtan.
üşengeçlik ve düzenli olma hali nasıl atbaşı gidiyor sende ilginç.hakikaten ne öyle ne böyle :)
o zaman ismail türütten gelsin,
"plan yapmayın plan"
rahat olun,planlarla yormayın beyninizi.
imza:yaparızcı insan.
Ben de Ankaralıyım ve eşim bana "plancı" der hep. dehşet plan yaparım.. sahi Ankara ile ilişkisi olabilir mi:)
nes: bizde de pek olmaz komşuculuk olayı, barış bu duruma kıl olur ama napıyım engel olamıyorum kendime.)
sophie:valla bende anlamadım:) özeniyorum sana şu anda ama bilesin.
sergun: gerçekten öyle bir etkisi var ankara'nın, gittikçe inanıyorum bu fikire, öyleyiz işte napalım:)
balık burcu musun yoksa?
eheh yok boğayım, ama evde boğam yoktu, balık koyuverdim:)
Seni kendime pek bir yakın hissettim Cerenimo!
bu benim için iyi, insanlık için de iyi bir haber sedacım:)eheh.
Kendinle hiç samimi olamamışsınız gibi geldi bana. Biraz İzmir'li olmayı denesen keşke!
yok almayayım, memnunum aslında ankaralı olmaktan:)
Uzun yıllardan beri firmalara kalite sistemleri kurduğumdan bir ara hangi dolapta ne var pc den çıktı alıp kapaklara yapıştıracak kadar yemiştim kafayı:) yavaş yavaş bırakıyorum ama bu seferde çok sallabaş bir yaşam oluyor.Bakalım ne kadar dayanacağım:)
ceren sen de katıl aramızaaaaa! :))
http://beslenme-cantasi.blogspot.com/2010/12/yeni-yarsmamz-baslad-en-iyi-on-kitap.html
Allahııım acaba bu yazıyı ben yazdım da hatırlamıyor muyum diye düşündüm... Üniversiteyi Ankara'da okudum ve hala çok seviyorum Ankara'yı, kesin ondan!!!
aslı, şu an ankara ziyaretindeyim ve deli gibi insanları gözlüyorum, ciddi anlamda çoğu kimse böyle burda, suçu kendimde aramicam ben artık.)
çok güzel yazmışsın.eline yüregine sağlık cerencim.sorumsuz lakayıt insanlarıda bende sewmemm.blogunu çok beğendim.bloguma beklerim.sewgiler
çok teşekkürler.)
Yorum Gönder