Sanat Notları saolsun bana böyle bir şey pasladı, yazalım bakalım ben de merak ettim neler yumurtlicam.
* Hoş olabileceğini düşündüğüm herşeye bi el atarım ama hiç bi zaman tamamlayamam, zira hevesimi çabuk alırım. Gitar, piyano, dağcılık, müzik korosu, izcilik, 19 mayıs- 23 nisan göstericisi, şan dersleri, spikerlik-diksiyon (başarıyla bitirebildiğim tek bu var) basketbol, voleybol, resim gibi bir sürü alakalı alakasız kursa gitmişliğim ve asla bir şey elde edemeden dönmüşlüğüm vardır. Zira başladıktan sonra hepsi bana azap olur. Şimdi bas gitara takmış durumdayım, hayırlısı.
* Mistik güçlerim vardır. Çoğu şeyi hissederim ve çıkar. Bu kadar basit değil elbet. Çoğusunu kendi içimde yaşamakla beraber, bazılarına yakınlarımda şahit olmuştur. Bu, karşımdaki insanın en ufak bi hareketinde ne düşündüğünü bilmem gibi basit bir şeyden tut, yarışma programlarında henüz soru çıkmadan cevabı bilmem gibi zor olayları da kapsar. Yo dostum yo, sayısalları hiç tutturamam.
* Arkadaş konusunda hiç şansızlık yaşamamışımdır. Çok zor samimi olurum (bu huyumu hiç sevmem) ama oldum mu da çok pis olurum. Zamanında hayır o benim kankam diyerekten insanların benim için kavga etmişliği de olmuştur. Öhöm.
* İçmeden asla dansetmem, edemem. Halbuki bildiğim çok pis figürler vardır, içince de nasıl dansettiğim önemli olmadığı için zıplama figürünü esas alırım.
* Bi insanda ilk baktığım şey ayakkabılarıdır.
* Küçüklüğümden beri taklit edilirim (yazar bu şıkkı kendini övmek için yazmamıştır). Bundan tiksinirim.
* Tanımadığım bir numara aradığında anlamsız bi sıkıntı basar içime, o telefonu açmak istemem, aynen alakasız bi yeri arayacağımda da aynı sıkıntı basar. Bi yerden mesela randevu alacaksam genelde kocacıcım arar. Telefonla konuşmaktan nefret ederim.
P:S: Yazdıkça yazasım geldi yahuu, 8 uğurlu sayım bi de. Ondan yani, 7 değil de 8.
18 yorum:
Oha telefonla konuşmaktan ben de nefret ederim! Herkes de şaşırır bu huyuma, insanlar daha çok konuşabilmek için ekonomik tarifeler aranırlarken ben hep "Faturam yüksek geliyor ya." yalanına sığınırım aramamak için bir yerleri, faturam da çok düşük geliyor hehe. :D
Ben de nefret ederim telefonla konuşmaktan.
kontürüm yok hala 30 yaşında bile başvurduğum bir bahanedir mihmih.
Bu arada aslında su içmenin öyle çokta elzem olmadığı, kahve,kola,çay,sodanın da suyun yerini tutabileceği,
günde bilmemkaç lt su içmek gerekliliğinin safsata olduğu söyleniyor.
sweet leaf, o süper bi bahanedir kesinlikle katılıyorum, ama bu seferde insanlar seni aramaya başlar o zamanda telefonum bozuldu göremiyorum kimin aradığını de ahaha bazen iyi oluyo!
banyo: umarım öyledir, umarım suyun tek faydası sık çıkılan tuvalet ihtiyacına giderken yaptığın yürüyüştür, yoksa acı içinde, kırış kırış, ağlaya zırlaya yaşlanıcam. böö.
Ben de aksine deve gidi su içerim, su bardağım ufak çaplı bir damacanagibidir, ofiste sebil yanımdadır, masamdan bile kalkmam su içmek için, yaında hortum bağlayacaklar :)
nora: ya nası yaa, bi insanın canı neden su istesin ki:P bunu sadece ilaç içerken su içebilen bi kimse olarak tabi anlamam mümkün değil.
sen zaten kahvede sevmiyosun hıh.
Ceren valla su benim için vazgeçilmez, 3 gün bir şey yemeden durabilirim ama su içmeden 3 saat bile duramam :) Kahve, makarna, cola sevmiyorum evet. :)
iyi bari colada bi kesişim yarattık.benimde aram yoktur. ama makarnaya sadece "oyyy" diyebilirim.yirim onu be yirim.su olmasa da olur makarna forever! :D
Bu kadar su içmeye, kilo yapan şeylerle arası açık olmama skinny olmam lazım benim ama nerde :)
su içsen yarıyo demekki şekerim sana aaa:)
Bak ben bunu nasıl düşünemedim :)
Üroloji kliniklerini şöyle bir alıcı gözüyle dolaş; tez vakit günde 3 litre su içeceğinden şüphen olmasın..
Böbreklerin kıymetini bilmek lazım..
Hem ilginç hem de oldukça güzeldi.:)
gerçekten tanımadığın, alakasız biriyle telefonda konuşmak çok zor iş.
ve kurslar konusunda biraz maymun iştahlı gördüm seni.
o değil de kahve diyeti nasıl gidiyor ? -merak-
öküz: ah bilmez miyim kıymetini ama napiyim valla geçmiyo boğazımdan yahu.
onuncu köyün adamı: teşekkür ediyorum:)
larien: kurs konusunu sorma, elimde değil:)
kahveye gelince, dün içtim bi tane, ama keyf-i tahıla da ulaştım, sanırım ondan devam edicem, kahvenin verdiği zevki tam anlamıyla vermese de ehhşte.)
ceren ayakkabılar benımde ilk baktıgım yer, erkekse eğer birde saatine bakarım :)nasıl bir ruh haliyse :P
ya bende anlam veremedim ruh halimize:) ama ben ayakkabıdan karakter analizi falan yapmaya çalışıyodum bi ara şimdi kendime geldim biraz:) bu arada saatte önemlidir aynen benim içinde.
:D aynı analizleri bende yaparım. eşim kızar hatta ınsanları yargılama belki yok alamıyor diye, halbuki markalı birşey oluşu değil temiz olup olmaması ele veriyor zaten kimliğini öyle değilmi:))
öyle yahu, zaten ben anlamam markadan falan, aa ne güzel falan diye etkilenirim sadece,hoşuma gider,yoksa pahallı markalar falan beni aksine gerer.yuh ne kadar abartılı diye:I bi ortası olmalı şekerim aaa:)
Yorum Gönder