22 Kas 2012

Tüyap ' ta coşmaca

Bir Tüyap macerasının daha  kendi adıma sonuna geldim. Geçtiğimiz senelere göre Tüyap' a nispeten biraz daha yakınlaştığımız için bu sefer baya kolay oldu gidiş-geliş. Hafta içi olmasının ve gayet mantıklı bir saatte -12- yola çıkmamızın da faydası oldu tabi. İçeri girdiğimiz gibi ayrıldık Barış' la, ben yayınevlerini kolaçan ederken Barış sahafların olduğu yöne doğru koşturdu. Sonra bir baktım ki 3 saattir geziyorum:) Arada aldıklarımı Barış' a yığmayı ihmal etmedim tabi, zira baya yüklenmişim farkına varmadan fuarı.

Her sene yaşanan okul öğrencileri bağırtılarını koşturmacalarını, bazı yayınevlerinin göstermelik indirimlerini görmezden gelmeyi başararak baya iyi zaman geçirdim diyebilirim. Hatta uzun zamandır bu kadar keyifli bir alışveriş yapmıyordum, dokunarak kitap seçmeyi özlemişim, zira kitapları uzun zamandır internetten alıyorum.

Gelelim aldıklarıma,
yayalım da öyle bakalım
 "Ölümün Kimyası" nı yayınevindeki çocuk o kadar övdü ki nerdeyse daha kapağını açmadan delirme noktasına geldim.


Abdülcanbaz' ı görünce nasıl bir koştum belli değil,set olarak aldım ve kitaplığımda baş köşeye yerleşti kendileri. Büyük efsane!


gel de bu ajandaya kıy?
Cumhuriyet' in standından

Şimdi işin en zor kısmı geldi çattı. Bu kitapları nasıl bir sırayla, nasıl bir zaman yaratıp okuyacağım? Bir şekilde olacak, inanıyorum.