26 Eyl 2012

feeling good

Upuzun zamandır müzikten keyif alamıyordum. Nee? Ergenlik döneminde kendime yazdığım hırçın mektupları açıp okusam kendime küfrederim muhtemelen (Sakın evlenme, evlensen bile çocuk doğurma, rakçı ol her daim, saçmala pop dinlemeye kalkma gibi..) . Ergenliği geçtim, birkaç ay önce bile böyle bir şey olacağını bilsem höh derdim, ama oldu bi kere, hayattan keyif mi alıyorsun müzikten alasın diye avuttum kendimi. Nedir bu, çalışan insan modu mu? I-IIIIH beğenmedim.

Neyse işte, bu müzik dinleyememe, dinlese bile sadece yolda dinleme, yolda dinlese bile aynı şarkıları dinleyip durma hadisem bu gece itibariyle bitti, öyle bir saldırdım ki bir yandan youtube, bir yandan fizy, media player, soundcloud, cd, plak derken uçmuşum. yeterli depolama alanı varmış neyse ki. Ceylan Ertem' in son albümü ile başladım, eski gözbebeğim Rock baladları ile devam ettim, ardından Sezen, Coldplay, Rihanna, Florence, Tori, Muse falan baya bi doyurdum kendimi alakalı alakasız.

Bu arada hani en klişe sorulardan biridir ya, HAYATTA HİÇ PİŞMAN OLDUNUZ MU?
Ve hani en mal ve klişe cevap vardır ya, YAPTIĞIM HİÇBİR ŞEYDEN PİŞMAN OLMADIM,  AKSİNE DERS ALDIM
O cevabı sonsuza kadar değiştirecek bir pişmanlığım oldu nur topu gibi...............
BEIRUT KONSERİNE GİTMEDİM!!! ve işin esaslı noktası gidemedim de değil, bariz GİTMEDİM!
Biletix' e bakıp durdum nası olsa kimse gitmez biletler bitmez yeeaaa, sonraki bakışımda biletler tükenmişti!!!!!!!!!!!!
Bu sene nası bi rehavete kapılıp gittiysem eve gelip ayaklarımı uzatmaktan başka derdim yoktu. Entellektüel yaşantım artık sadece İnstagram' dan fotoğraf paylaşmayla sınırlandı. Nerde o fotoğraf makinesi kolleksiyonu? sorusuna  "-aaa, evin bi yerlerinde işte" cevabı verebilecek kadar ALIK bir dönemden geçiyorum.

Ve evet, 30' a 2 kala, şahane depresyonlarda atlatmıyor değilim, bi ara yüksek lisansa kaydoldum sonra vazgeçtim, çocuk mu kariyer mi sorularım kulaklarımdan dumanlar çıkartmaya bile başladı (anne, bunun sorumlusu sen olabilirsin). Hala hoplama zıplama koşturma mızmızlanma peşindeyim. Tuhaf günler dostlar hülasa.

 and ı'm feeling good


13 Eyl 2012

Beyoğlu 6. Sahaf Festivali


Yine 1 seneyi devirmişiz, her sene iple çektiğimiz festival yine yaklaşmış zaman akıp giderken. Bu sene yine geçen sene olduğu yerde festival, Tepebaşı' nda. 25 Eylül' de başlıyor, yine alabildiğine kitap, plak, efemera, eski fotoğraflar, afişler.. Ben yine her sene yaptığım gibi geleneğimi bozmayıp bir Ferhan Şensoy kitabı alarak başlayacağım toparlamaya, sonrası malum "aaa bu kitabı arıyordum!" , "aman kaçırmayayım şu plakı da alayım" gibi nidalarla devam edecek benim için, özellikle bu sene plakları dört gözle beklediğimi söylememe gerek yok sanırım. Hem bir okur olarak, hem de bir sahaf eşi olarak her türlü desteğimi vereceğim elbette, belki karşılaşırız tezgahın birinde birbirimizin aldıklarına çaktırmadan bakarken, görüşmek üzere:)

11 Eyl 2012

bodrum

nerde içebiliriz bu manzarada içemeyeceksek?


Birkaç sene önce hatta çocukken Bodrum' a ilk gittiğimde nefret etmiştim, o barlar sokağı o kalabalık o leşlik falan. Sonra senelerce gitmedik, yardır yardır da eleştirdim hep. Sonra Bodrum' a 20 km kala bir yazlığımız oldu, Muğla' da okudum ve Bodrum aşığı Barış' la tanıştım, meğer Halikarnas delisi, Bodrum' la ilgili ne bulsa toplayan, araştırmalar yapan bir kimseymiş kendileri:) Bir de tanışmamız Bodrum' a denk gelince, yani işin içine hatıralar da girince, yazlığa gitmek, Bodrum' a bir şans vermek farz oldu. Gidiş o gidiş.. Bir daha kopamadım, tabi Barış' ın etkisi büyük, tamamen Cevat Şakir' in Bodrum' unu seviyoruz tabi biz, şimdiki buram buram kazıklama kokan, geceleri ortaya kokoş kokoş çıkıp köpük partilerine giden insanların kaynadığı, Cevat Şakir' in evini köfteci yapan Bodrum' dan ziyade..

Alışkanlıklarım oldu tabi gide gele, bi kere her gittiğimde muhakkak Körfez Bar' a, Balık-Ekmek balıkçısına, Yunuslar Karadeniz pastanesine uğramak zorundayım.

Son 3 gidişim de Eylül' e rastladı iş güç meselelerinden, ama meğer Eylül tam da Bodrum zamanıymış, şöyle rakını mezeni alıp manzaraya, denize, güneşe doyma zamanıymış.

Bu 5 günlük tatilimde de şahane dinlendim, aylardır okuyamadığım için dertlendiğim kitaplardan birini okudum, denizde kendimi kaybettim ve güneşle barıştım.  Bodrum' u seviyorum, hissettirdiklerini daha da çok.