29 Haz 2012

Hisarönü Barları

Tatilin en komik en saçma anlarını Hisarönü barlarında geçirdiğimiz doğrudur. Gitmeden önce nasıl olsa her telden çalan yerler vardır diye düşünmüştüm. Bu arada evet sabahtan akşama kadar güneş kum deniz üçlüsüne bayılsak da akşam yemeğinden sonra otelde durmak bizi epey bayıyor, dolayısıyla bir şekilde dışarıyı keşfetmek müzik dinlemek gerek, işte bu amaçlarla çıktık yola, Ölüdeniz' de kalmadık sırf bar bölgesi Hisarönü' nde diye.

Neyse, ilk gün şöyle bir keşif gezisi yaptık terlik ve şortlarımızla, zaten yol yorgunluğu vardı, bölgeyi gezdikçe kocaman açıldı gözlerimiz:) Sanki birisi 70' lerde pause tuşuna basmış herkes kalmış orda, arkadaşım her mekan mı aynı şeyleri çalar? Neyse en aklıbaşında görünen bi yere gittik oturduk, gelen cosmopolitan kokteylinin kenarında karpuz tutturulmuştu, fotoğrafını çekmemek olmazdı. 10 dk sonra da zaten tüm garsonlar barın üstüne çıkıp çılgın dans şovlarını gerçekleştirdiler:) Zamanında bir rock bar varmış bu arada, tutunamamış sanırım onca şamatanın arasında, şahane de bir kapısı varmış, ah diyorum!







İşin başka boyutu da, isimler:) Zombie, Attika, Hakuna Matata... O değil ondan sonra bağımlılık yaptı her gece kendimizi şahane dans şovları izlemek için yollara düşmüşken bulduk, hala da özlemiyorum desem abartmış olmam herhalde..

Abartı bi yana, bu bölge anormal  İngiliz turist kaynıyor, öyle ki Türk gördüğün an şaşırıyorsun, çoğu da yaşını başını almış olunca eski şarkılarla tavlamaya çalışıyorlar. Adamlar feci bir rekabet ortamı yaratmış nasıl müşteri çeksek mekana diye dans şovları, ateş şovları bilmemneler.. Bizim için tuhaf bir görüntü olsa da çoğu turist durumdan gayet memnun görünüyor. Biz bir daha muhtemelen gitmeyiz Fethiye' ye, Bodrum' un gece hayatı çok daha seçenekli örneğin bir Körfez Bar' ı bir Kule Rock Bar' ı, Jazz barları var. Muğla' dan da kopamıyoruz bir türlü o da ayrı bir yazı konusu..

25 Haz 2012

1 Yılın 7 Günü (Fethiye)

Çok kısa süren tatil bitti malesef, düşündükçe deliriyorum, 365 günün sadece 7 gününü tatilde geçirdim, tamam ağlamak yok:(
Kaş' tan son anda caydık, uçak biletlerini almıştık ama Dalaman' a gidiyorsak Fethiye' ye de gidebilirdik değil mi?  Evet, aynen böyle oldu. Ölüdeniz zaten merakla beklediğim bir yerdi neden olmasındı? Otelden yer ayırttıktan hemen sonra deprem oldu (Murphy?) Ama fazla kafaya takmadık neden bilmem.
Oteli her zaman yaptığımız gibi hiç bir tavsiye falan almadan internetten kendi kriterlerimize göre seçtik, genelde de yanılmayız cidden aradığımız gibi bir otel çıktı, sakin, sessiz, aynı zamanda da gitmek istediğimiz her yere yakın, bazı küçük ayrıntılar vardı onları da bugün yola çıkmadan uzun uzadıya yazdım defterlerine, içimde kalmadı yani.)
Fethiye hakkında aslında yazmak istediğim pek çok şey biriktirdim ama çok büyük ihtimalle çoğunu unutacağım, belirteyim. Ancak unutamayacağım ve özellikle altını çizeceğim çok önemli bir bölüm var ki onu ayrı bir şekilde uzun uzadıya arşiv niyetine yazmayı planlıyorum, elimde bol foto var.

Tatil genel anlamıyla güzeldi, dinlendik epeyce, hele ki son 1 sene benim için epey yorucuydu, daha bu yaşta bacağımda oluşmaya başlayan varisleri görünce, yıpranan sinir sistemimi de eklersek evet tatil tam zamanıydı!

Kaldığımız otel Hisarönü'ndeydi, Ölüdeniz' e ve kumsala arabayla 10 dk kadar sürüyor, zaten otel bölgesinde nerdeyse 2 dakikada bir minibüsler var, ancak indikten sonra bir 10-15 dk daha yürümeniz gerek Milli Park' a ulaşabilmeniz için.O da değiyor Ölüdeniz' e girince zaten, merak etmeyin panik yok.
Ölüdeniz' e gitmeden minibüsten iner inmez koca bir plaj var Belceğiz olmakta kendileri, kum yok her yer taş ancak denizin içi pırıl pırıl yine. Kitap okumak, denize girip tüm gün yatmak için ideal bir yer zira Ölüdeniz'e göre daha sakin olmakta, ayrıca yamaç paraşütü yapanları da burdan pek keyifle izleyebilirsiniz.

Ölüdeniz' in suyu dupduru, manzarası şahane, ah bir de o manzara katili şemsiyeler olmasa! Ancak çok kalabalık, zaten saat 10-11 civarı gittiğinizde en manzaralı yerler kapılmış oluyor:) Dalga yok gözlükle dalması keyifli vs vs.. Ben Belceğiz' den daha çok zevk aldım yalan yok.

Hım hımmm
Hisarönü ise, nasıl olsa barlara yakın, deniz için de 10 dk minibüse bineriz mantığıyla seçtiğimiz bir yerdi. İlk gece turlamaya çıktığımızda yaşadığımız şoku anlatamam! Tüm barlarda istisnasız tüm garsonlar masalarda bilmiyorum ne kadar çalıştıkları dans gösterilerini yapıyorlar, şarkı bitince hiçbir şey olmamış gibi servislerine devam ediyorlar:) Elimde bol fotoğraf var dediğim gibi, ayrıntılı yazıp çiziktiriceğim hepsini.

                                        Tekne Turları


Deve Plajı
Giderken aklımızdaki yegane şey nerdeyse her günümüzü tekne turunda geçirebiliriz idi. Ne oldu? İlkinde hüsran! Barış ve ben Muğla' da okuduğumuzdan mütevellit, tekne turlarıyla baya haşır neşir olmuşuz zamanında. O yüzden pek de özlemiştik, yaptığımız tur, Kelebekler Vadisi, Akvaryum, Soğuk Su, Deve Plajı (bayıldım ben buraya) ve adını unuttuğum 2-3 koyu kapsıyordu, daha tekneye adımımızı atar atmaz anladık aslında nasıl geçeceğini zira o kocaman teknelerden hani bangır bangır abuk subuk müzikler çalan, denize girebilirsiniz dediklerinde 50 kişinin birden atladığı yani kafa dinlemekten ziyade yorucu geçeceğini bildiğimiz teknelerden çıktı. Hadi bakalım diyerek girdik ilk 2 koyda anormal salladı mide altüst oldu, sonrası daha normaldi en son gittiğimiz Deve Plajı ve Soğuk Su koyu olmasaydı muhtemelen o günü ziyan ilan edecektim. Teknenin çoğu Fethiye' nin çoğunda olduğu gibi İngilizdi, sorun yok, insan daha rahat ediyor bazen onların yanında, kimse kusura bakmasın.
Sonuç olarak, tekne turları kocaman teknelerde lezzetsiz yemekler eşliğinde yapılıyor ama her şeye rağmen oralara kadar gitmişken tekne turuna çıkmadan dönmek olmaz. Yamaç paraşütünü söylemeye gerek bile yok tabi, bizden daha cesursanız muhakkak deneyin:)






Uzun uzadıya yazdım, kimilerinin işine yarayabilir aynı zamanda balık hafızam tatili bana unutturabilir.. Fantastik barların yazısı önümüzdeki günlerde gelecek, esen kalınız, bol su tüketiniz..

Daha fazla fotoğraf için tıklayınız.. Gün gün tatil fotoları yüklenecektir..

7 Haz 2012

Hımm tatil zamanı

Mini bir tatilde nereye gitsek krizinden sonra bildiğimiz sularda yüzmeye karar verdik, tee 3 sene önce balayı için gittiğimiz şahane Kaş ' a.. Tabi karar verene kadar akla karayı seçtik zira aklımızda yoktu kaş falan, görmediğimiz bir yer olsun aman havuzu olsun denize sıfır olsun yemekleri güzel olsun, napıyosun iyilik nolsun derken her zaman ki müthiş ötesi kararsızlığım ve en iyisi olmalı manyaklığım yüzünden hevesim strese dönüştü, Bozcaada mı, Cunda mı, Ayvalık mı, Göcek mi, Gümüşlük mü, yine mi Bodrum falan derken az önce bastım onay tuşuna aldım uçak biletlerini Kaş' a. Çalışan insan için karar vermek zor zira 10 gün iznin var, en iyisi olsun istiyorsun azcık şımarıyorsun falan, neyse geçmiş olsun, artık akşama ne yemek çıkacak acaba hımmmfs diye esneyerek etrafa bayık bakışlar atarak dinlenmek istiyorum. Çok yorgun ve stresli, kendimi hiç bu kadar patlak gözlü görmediğim, ayaklarımda ilginç kemiklerin çıktığı ya varis olursam korkulu bir sene geçirdim. Klostrofobimin, mide ağrılarımın, suratsızlığımın, off ve puff' larımın eeennn uzağına kaçmak istiyorum en deli en şen en kahkahalı halimle.






Bu arada Barış' a aldığım doğumgünü hediyesi yandadır, yıllardır bateri diye sayıklayan kocama derin araştırmalar sonucu apartman modeli dijital bateri aldım (ilgilenene detaylı bilgi verilir), gayet de başarılı bir hediye olduğunu düşünüyorum ancak çalmayıp oturan kişi olarak söyleyebilirim ki, bazen acaba almasa mıydım ki diye düşündüğüm de olabiliyor, yok yok tamamen şaka, külliyen yalan, o mutlu mesut çalma edasını izlemek bile şahane bir keyif. Böylelikle bu Mayıs ayı doğumgünü silsilesinde evimize müzikten başka bir şey girmedi, daha ne isteyebilirdim ki?