28 Şub 2012

Babaannem

Telefonda sesini duymasam muhtemelen her tarafımdan akan üşengeçliğim yüzünden görmeye gidemeyecektim. Şimdi biraz daha huzur var içimde.

En son 3-4 hafta önce konuşmuştuk, yine Barış' ı sordu bana hemen, kendi ailesinin adını bile unuturdu hep, Barış' ı asla. Beni mi? haha en çok buna gülerdim herhalde.

İş çıkışı uğradığım marketten çıkarken bi anda telefona sarıldım aradım, beni hatırlamadı, 'nerde oturuyor kim o' dedi. Eve kaç sokak kalmıştı hatırlamıyorum ama sokaklar boyu ağladım. O beni büyüten babaannem, hayatımda  çok kıymetli bir yeri olan babaannem en sonunda benden de uzaklaşmıştı. 1 hafta sonra 2 günlüğüne Ankara' da yanındaydım, çok zayıflamıştı, görür görmez hayatımda bir evrenin kapandığını hissettim, epey ağladım, yanına oturdum konuşamadım, görünce yine kuzum diyip sarılacaktı bana, mutlu olacaktı sandım. Aradan 1 sene geçmişti, iş güç yüzünden Ankara çoook uzaktı, gidememiştim işte, hatırlatamamıştım kendimi, çok sevdiği nescafesinden yapamamıştım ona, 'babaanne bulmaca çöz sık sık' diyememiştim. Fazla kalamadım yanında, kaçtım. Ertesi gün vedalaşmaya gittiğimde bana 'hoşçakal kuzum' dedi, yine hatırlamadı belki ama kolumu tuttu sıkı sıkı.

Şimdi, alzheimer' ın doğası gereği sık sık geçmişe dönüyor, bazen gülüyorum çünkü çok tatlı, büyükbabamın kafasını kırmak isteğinden bahsediyormuş devamlı o narin, başı önünde kadın. Geçmişte yaşadığı içine attığı ne varsa hepsinin acısını çıkarmak istercesine konuşuyor sürekli, hiç durmadan, konuş babaanne, 80 senedir konuşamadıklarının hepsini çıkar at içinden, çıkar acısını her şeyin. Yüzümü, adımı unutsanda içinde çok derininde olduğumu çok iyi biliyorum.

7 Şub 2012

Özledim-Sıkıldım

Yemek yapmayı, kurabiye kokusunu, kışın Auster okumayı, evde Barış'ı beklemeyi, pazara gitmeyi, balkabağı çorbasını, Uykusuz okumayı, stressiz uyanmayı, yazmayı, fotoğraf makinelerimi, blogumu, uzun muhabbetleri, konserleri, tiyatroyu, akşam yemeklerini, haşlanmış mısırı, temiz havayı, Ankara' yı, babaannemi, annemle yüzmeyi, tavla oynamayı, babamın yemeklerini, örgü örmeyi, bir kaç arkadaşımı, kardeşimi, Alf' i, Ara Cafe'yi, ılık havayı çoook özledim!!


Facebook 'tan, gazetelerden, televizyondan, akbilden, kalabalıktan, kaostan, pis havadan, huzursuz insanlardan, kalp çarpıntılarımdan, yeni filizlenen klostrofobimden, enerjisizlikten, 1 gün hafta tatilinde ne yapacağını bilememezlikten, sahtekarlardan, samimiyetsizlerden, makyaj temizlemekten, hep aynı şeyleri çalan radyolardan, temiz yıkamayı unutan bulaşık makinemden çoook sıkıldım!!