11 Eki 2011

5 Ekim Ghetto 123 Konseri

Sinema mı konser mi diye epey düşünüp, 123'ü de canlı canlı dinlemek istediğimize karar verip Ghetto'ya yollandığımız bir akşam. Biliyor musunuz bilmem ama bazı mekanlar artık erken saat uygulaması yapıp konserleri 'makul' saatlere alıyorlar, zaten düşününce gayet saçma haftaiçi bir konserin gece yarısı başlaması. Hatta Anadolu Yakası' nda oturduğumuz için çoğu konser de Taksim' de olunca, üstüne bir de haftaiçi konser monser izleyemez olmuştuk. Ghetto Twitter' da "123 konseri erken saat uygulaması kapsamında, 21.30'da gerçekleşecek."  diye yazınca yorgun argında olsak gittik, zaten konser 21:30'da, en fazla kaça kadar sürecek diyip keyifli ve huzurlu bir akşam geçiririz diye sevindik. Ne mi oldu? Girdiğimizde mekana saat tam 21:30' du, biz bize düşen görevi yaptık yani, 2 sene önce yine bir konser öncesinde aldığımız bilet ücretini kredi kartından 2 kere çekip bizi üzen Ghetto'ya bir şans daha vermek istedik. Girdiğimizde en fazla 10 kişi vardı, Barış yine bu konser 1 saatten önce başlamaz dedi, ben kendisini paranoyak olmakla suçlayıp 'yeeaaa öle demediler ama erken olacak' falan diyordum, yarım saat sonra baya baya sinirlenmeye başladım bir kere madem başlatamayacaksınız ordan burdan artistlik yapıp erken uygulamamız var bıdı bıdı demiyeceksiniz. Gerçekten kalkıp biletleri iade edip ordan ayrılmak için büyük bir istek duydum, ama o kadar çok vakit kaybettik ki, hadi biraz daha biraz daha derken yaklaşık 45 dk gecikmeyle çıktı grubumuz.

Sorun Ghetto' da olmayabilir elbet, mekan sonradan epey dolsa da 10 kişilik gruba konser vermeyi uygun görmemiş olabilir 123, ama -gerçekten- tam saatinde çıkıp o bir avuç kişiye konser başlatsaydı çok daha saygı duyacaktım.

Gelelim konsere, evet gerçekten başarılıydı. Ben zaten son 1 senedir epey  dinlemiştim kendilerini, canlı izlemek de iyiydi, önceki gerginliğimiz her ne kadar bizi olumsuz etkilemişse de yine de etkilenerek çıktık konserden. Özellikle davulcusu Berke Can Özcan ve klavyecisi Burak Irmak şahaneydi. O nasıl bir kendinden geçerek çalmaktır:) Yeni albümleri de kısa bir süre içerisinde çıkacak sanırım, sabırsızlıkla bekliyoruz zira birkaç parça çaldılar, Türkçe şarkılar da olacak üstelik.

İşte böyle.. 45 dk kimine çok az bir zaman dilimi olarak görünebilir ama inanın bizim çalışma tempomuzda olan kişiler için çok çok önemli, hele ki hafta içiyse ve sadece öğrencilere yönelik konser düzenlemiyorsan.. (Üstelik bir de sırf konser için işten çıkıp karşıya geçtiysen, saat 21:30 olsun diye orda burda zaman geçirdiysen) Gerçek müzikseverler soğutuluyor böyle böyle maalesef.

5 Eki 2011

candan erçetin ve birkaç bıdı bıdı


* Günün ilk kahvesi eşliğinde Candan Erçetin dinliyorum, liseden beri ara ara dinlerim hep aynı şarkılarını. Mesela şu an bu şarkısını. Sonrada bu şarkısını. Ama en çok bunu. Yanlış bilmiyorsam bu şarkıyı sevgilisi Candan Erçetin' e yazmış zamanında, bu şarkı bir kadına yazılan en güzel şarkılardan, daha güzel tarif yapılabilir mi binlerce cümle kursan bu kadar? yok, sanmam.

* Candan Erçetin hareketli şarkı söylememeli bence, böyle şarkılar daha çok yakışıyor, diğer şarkılarında koşa koşa uzaklaşıyorum kendisinden (bknz melek, kedi, vs)

* Bir önceki depresif yazının aksine gayet keyifliyim artık, her şey yoluna girdi nihayet belirsizlikler bitti, günün 5 saatini yolda geçirerek yenilenmiş işime gidip geliyorum şaşkınlıkla. Ne oluyorsa hep en iyisi oluyor hayatımda, her şeyde bir hayır var lafı inanıyorum ki yalan değil. Yakında yazmayı özlediğim tespit yazılarıma metrobüslerle devam edeceğim duyurayım şimdiden, zira saatlerce poposunun derdine düşmüş yurdum insanlarını itişip kakışırken izliyorum baya neşeli geçiyor yollar.

* Alis gelecek zaten daha, ismini duyduğumdan beri hastasıyım zaten kendisinin. Uzaklara gitmediğim için daha da mutluyum, bol fotoğrafını çekicez kendisinin pek sevdiğim annesiyle beraber, hele bi gelsin.

SOSYAL MESAJ: Topuklu ayakkabı giyip sanki babet giymişçesine rahat yürüyen, tüm gün üzerinde durup etrafa neşe saçabilen kız sana sesleniyorum, dünyanın en kıskanılası insanısın, müthişsin, özgüveninin hastasıyım.